Kutadgubilig: Felsefe Bilim Araştırmaları, cilt.0, sa.50, ss.79-102, 2024 (Hakemli Dergi)
Bu makale Batı siyasal düşünceler tarihinde geleneksel monarşi ve adalet fikirlerinin doğuşunu anlamak amacıyla Homeros ve Hesiodos’un eserlerine odaklanıyor. Yunan ozanlarının etkisi genellikle mitlerin ideolojik olarak adlandırılan toplumsal işlevleriyle birlikte düşünülmüştür. Bununla birlikte, Homeros ve Hesiodos, mitlerin oluşturulması aracılığıyla siyasal düşünceler tarihine de önemli katkılarda bulunmuşlardır. Homeros’un tayin edici etkisi, kral, aristokrasi ve efsanevi monarşi anlayışları konusunda iken, Hesiodos Batı siyasi düşüncesinde iyi toplumsal-siyasal düzen olarak kent-devlet ve adalet fikirlerinin öncüsü sayılır. Homeros’un destanlarında salt savaş yoktur; savaş esnasında yaşanan siyasal mücadeleleri de görürüz. Bu destanların siyasal açıdan temel özelliği, belli bir siyasal yetke (otorite), egemenlik ve rejim türünün ortaya konulmasıdır. Homeros’un destanları demokrasiye karşı bir toplumsal-siyasal dizge olarak aristokrasiyi ve siyasal rejim olarak monarşiyi belirler. Hesiodos’un eserleri de bir Tanrılar düzenini ortaya koymak ve insanların çalışma biçimlerini anlatmanın çok ötesinde siyasal bildirimler taşır. Hesiodos, Tanrıların mücadelesi ile bir egemenlik savaşını anlatır. Bu mücadele ve savaşı toplumsal-siyasal düzenin kuruluşu takip eder. Fakat Hesiodos’u ayırt edici kılan –salt düzen değil– iyi düzen arayışıdır. Hesiodos iyi düzen arayışı çerçevesinde kent-devlet ufkunu yakalar. İyi kurulmuş bir düzen olarak kent-devletin adaleti temel alması gerektiği fikri Hesiodos’un siyasal bildirimlerinden biridir. Böylece Yunan düşüncesinde Platon’dan Aristoteles’e etkili olacak, siyaset felsefesi tarafından gerekçelendirilecek bir düşüncenin öncülleri belirmiş olur.