Simone de Beauvoir’ın İkinci Cinsiyet’i Üzerine Eleştirel Bir Okuma


Yenisoy Şahin E.

Feminist Felsefe, Eylem Yenisoy Şahin, Editör, sentez yayıncılık, Bursa, ss.55-76, 2023

  • Yayın Türü: Kitapta Bölüm / Araştırma Kitabı
  • Basım Tarihi: 2023
  • Yayınevi: sentez yayıncılık
  • Basıldığı Şehir: Bursa
  • Sayfa Sayıları: ss.55-76
  • Editörler: Eylem Yenisoy Şahin, Editör
  • Bursa Uludağ Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Felsefe etkinliği başladığından beri filozoflar özel olarak ele

almasalar da insanın ne olduğunu, politik-kamusal alanın inşasını

ve yapısını incelerken “kadın”ı açıklamaya, daha doğru bir

ifadeyle “kadın”ı konumlandırmaya çalışmışlardır. Bu, aynı zamanda

toplumsal yapının, gündelik yaşamın inşası anlamına da

geldiği için felsefe dışında kültürel norm atama etkinliklerinin

her birinde bunun izdüşümlerini görmek mümkündür. Mitlerde,

tragedyalarda, dinsel anlatılarda, edebi eserlerde, masallarda ve

törel kabullerde cinsiyetlendirmenin, cinsiyet rolleri atamanın,

cinsel kutuplaştırmaların, cinsiyet hiyerarşisi kuruluşunun ilmek

ilmek örüldüğüne tanıklık ederiz. En azından kültür/uygarlık

tarihine yani yazılı tarihe baktığımızda cinsiyetler bakımından

genel hatlarıyla belirlenmiş bir reçeteye maruz kalırız. Simone

de Beauvoir İkinci Cinsiyet’te bize tüm bu örüntüyü serimler.

Ama bu serimlemeyi daha önceki filozofların “kadın”a dair

açıklamalarından, kültürün kurucu dayatmalarından ayıran iki

felsefi problemi vardır: “Kadınlık durumu nedir?” ve “Kadın bu

durumdan özgürleşebilir mi?”. Beauvoir’ın bu soruların peşinde

salt bireysel kadınlık ya da cinsiyet deneyimine dayalı bir betimlemeden

hareket etmediğine vurgu yapmak önemlidir. Kültürel,toplumsal, yazınsal, mitsel, dinsel, töresel, tarihsel, felsefi, bilimsel

–biyolojik, psikolojik– tüm veri ve bulguları erişimimize sunmaya

çalışır. Üstelik bu verilerin yalnızca bireysel alımlamasını

değil, başkalarının, örneğin kadın ya da erkek bir siyahın, beyazın,

köylünün, işçinin, burjuvanın, yazarın, gencin gözünden

alımlanmasını da vermeye çalışır. Öyle kapsamlı, öyle yorulmak

bilmez, öyle samimi bir kavrama çabasıdır ki bu, ortaya koyduğu

ürünle felsefede yepyeni bir tartışma alanı açmıştır. Onun hayalini

süsleyen feminist felsefi diyalog, açtığı bu ufukta devam etmektedir.

Bu çalışmada genel olarak Beauvoir’ın feminist teorilere açtığı

bu ufuk değerlendirilmeye çalışılacak, özel olarak ise onun

“kadının durumu”na ve “kadının bu durumdan özgürleşmesi”ne

dair felsefi çözümlemeleri gözden geçirilecektir