A Preface among Istikhrāj, Plagiarism, and Completion: The Uncertain Influence of the al-Ḥākim in Abū Nuʿaym’s Introduction to His al-Mustakhraj


Creative Commons License

Ayas T.

Hadis ve Siyer Araştırmaları = Hadith and Sira Studies,, vol.9, no.1, pp.7-43, 2023 (Peer-Reviewed Journal)

Abstract

Various aspects of contributing to the literature in the Islamic writing tradition can be mentioned. In addition to presenting an original text in today’s expression/academic language focusing on the subject that has not been studied before, a study can be brought to the relevant field by completing, criticizing, and correcting a previous work or by reproducing it in a sense by taking a template and sometimes even by conscious or unconscious plagiarism. Abū Nuʿaym al-Iṣfahānī (d. 430/1038), one of the versatile and prolific scholars of the 4-5th/10-11th centuries, contributed to the ḥadith literature by writing a Mustakhraj on Muslim b. al-Ḥajjāj’s (d. 261/875) Ṣaḥīḥ. He also considers it appropriate to include an introduction (Muḳaddima) in this compilation of ḥadith, which rarely violates Muslim b. al-Ḥajjāj’s layout, in which he narrates narrations about the importance of sunnah, ḥadith narration, and jarḥ-taʿdīl, and finally mentions a list of ḍaʿīfmajrūḥ narrators. Although there have been comments that this preface is an “original” work, its similarity with the introduction to al-Medkhal, which was written by another important name of the period, al-Ḥākim al-Naysābūrī (d. 405/1014), to examine the narrators of Ṣaḥīḥayn, draws attention. In this article, it is argued that this introduction is not an original text, but may be an istikhrāj study on the text written by the al-Ḥākim. Although there is no information in this direction in the sources, the similarities between the two works in the flow of the subjects, transmitted ḥadiths, and the explanations give rise to such an opinion. On the other hand, in the comparison, besides the aforementioned feature, some other features that should be emphasized have also emerged. These indicate that Abū Nuʿaym’s thoughts, scientific identity, and environment contributed to the shaping of the text on which he was based. However, Abū Nuʿaym never mentions the name of the al-Ḥākim in this preface. Although the classical sources reflect the relationship between the two names dimly, Abū Nuʿaym has the works of al-Ḥākim at his disposal and -albeit rarely- uses them as a source. This last point brings to mind plagiarism, and this article also focuses on the possibility of partial plagiarism.

İslam telif geleneğinde literatüre katkı yapmanın muhtelif yönlerinden bahsedilebilir. Özgün bir metin ortaya koyma yani günümüz tabiriyle çalışılmamış konuya eğilme bunlardan biridir. Ayrıca daha önceki bir eseri ikmal, tenkit ve tashih ederek ya da şablon/örnek alarak böylece bir anlamda yeniden üreterek, bazen de bilinçli veya bilinçsiz intihalde bulunarak ilgili sahaya bir çalışma kazandırılabilir. 4-5./10-11. asırların çok yönlü, velut âlimlerinden Ebû Nuaym el-İsfahânî (ö. 430/1038) de, Müslim’in (ö. 261/875) es-Sahîh’i üzerine bir müstahrec kaleme alarak hadis literatürüne bir katkıda bulunur. Müslim’in tertibini çok nadir ihlal ettiği bu hadis derlemesinin başına sünnetin, hadis rivayetinin ve cerh-taʿdîlin önemine dair rivayetler naklettiği ve nihayetinde bir zayıf ravi listesi zikrettiği giriş (mukaddime) koymayı da uygun görür. Bu mukaddimenin “özgün” bir çalışma olduğuna dair yorumlar yapılmışsa da esasında, dönemin bir diğer önemli ismi Hâkim en-Nîsâbûrî’nin (ö. 405/1014) Sahîhayn ravilerini tetkik etmek üzere kaleme aldığı el-Medhal’in baş tarafına koyduğu giriş ile benzerliği dikkat çeker. Bu yazıda bu mukaddimenin orijinal bir metin olmayıp Hâkim tarafından kaleme alınan metin üzerine bir istihrâc çalışması olabileceği ileri sürülmektedir. Kaynaklarda bu yönde bir malumat tespit edilemese de iki eser arasında konuların akışında, nakledilen hadislerdeki ve yapılan izahlardaki benzeşmeler bu yönde bir kanaat doğurmaktadır. Diğer taraftan yapılan mukayesede mezkûr özelliğinin yanında, üzerinde durulması gereken başka bazı hususiyetler de belirmiştir ki bunlar Ebû Nuaym’ın düşüncelerinin, ilmî kimliğinin ve içinde bulunduğu ortamın, esas aldığı metni yeniden üretirken şekillendirmesine katkıda bulunduğuna işaret etmektedir. Ne var ki Ebû Nuaym bu ön sözde Hâkim’in adını hiç anmamaktadır. Her ne kadar klasik kaynaklar iki isim arasındaki ilişkiyi sönük aksettirse de Ebû Nuaym Hâkim’in eserlerini elinin altında bulundurmakta ve -nadiren de olsa- bunları kaynak olarak kullanmaktadır. Bu son husus akla intihali getirir ki bu yazıda kısmen bir intihal ihtimali üzerinde de durulmaktadır.