1.Güney Marmara Çocuk Kardiyoloji ve Konjenital Kalp Cerrahisi Online Toplantısı, Bursa, Türkiye, 12 Şubat 2021, ss.5
PRİMER PULMONER
HİPERTANSİYON – POTTS ŞANTI VEYA ATRİYAL FLOW REGÜLATÖR UYGULAYALIM MI?
Uzm. Dr. Tuğberk
AKÇA
Bursa
Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıları AD , Pediatrik
Kardiyoloji BD
GİRİŞ:
Pulmoner
hipertansiyon yaşamın ilk aylarından itibaren çocukluk çağı boyunca herhangi
bir yaşta ortaya çıkabilir. Erişkinlerden farklı olarak idiyopatik pulmoner
arteriyel hipertansiyon (İPAH) ve konjenital kalp hastalığına bağlı pulmoner
arteriyel hipertansiyon (PAH) çocuklarda daha sıktır. İPAH tahmini yıllık insidansı
0,47-2/milyon çocuk olgu olarak bildirilirken tedavi edilmeyen olgular hızla
ilerleyip fatal seyreder. Medikal tedavilere dirençli İPAH’lı olgularda girişimsel
tedaviler düşünülebilir. Burada İPAH tanısı ile izlenen ve medikal tedavilere
dirençli bir olgu sunuldu.
OLGU:
Yaklaşık 1
aydır çabuk yorulma ve nefes darlığı şikayeti olan 7 yaşında erkek olgu, senkop
şikayeti nedeniyle yapılan ekokardiyografide pulmoner hipertansiyon saptanması
üzerine ileri tetkik ve tedavi amacıyla tarafımıza yönlendirilmişti. Fizik
muayenede; S2’si sert ve triküspit odakta 2-3/6 pansistolik üfürüm saptanan olgunun diğer sistem muayenelerini normaldi.
EKG’de sağ aks, sağ ventrikül hipertrofisi,
p pulmonale ve telekardiyografisi pulmoner konus belirgin saptandı.
Ekokardiyografik incelemede; sağ atriyum, sağ ventrikül ve pulmoner arter
geniş, TY yoluyla sağ ventrikül basıncı 78mmHg, PY yoluyla ort.PAP: 42mmHg
ölçüldü ve pulmoner hipertansiyona yol açacak doğuştan kalp hastalığı
saptanmadı. Kateter anjiografisinde eş zamanlı APA basıncı ort:55 mmHg, aort
basıncı ort:63 mmHg iken inhale iloprost sonrası aort basıncında düşme olmadan
APA basıncı ort:21 mmHg’ya geriledi ve vazoreaktivite testi güncel Sitbon
kriterlerine göre pozitif olarak değerlendirildi. PAH etyolojisi açısından
yapılan toraks BT, kraniyal MR ve MR anjiyo, portal ven Doppler USG,
immünolojik ve romatolojik tetkikler gibi diğer tetkikleri normal saptanan
olguya İPAH tanısı konularak genetik
testleri gönderildi. Olguya, çocuklardaki yan etkileri nedeniyle kalsiyum kanal
blokörü başlanmadı ve bosentan tedavisi uygulandı.
Klinik ve ekokardiyografik olarak hızlı ilerleme gösteren olguya 3. ayda sildenafil tedavisi eklenerek kombine
tedaviye geçildi. Yaklaşık 2 yıllık izlem süresinde çok sayıda klinik yatışı olan
ve medikal tedavileri dozları kademeli olarak artırılan hastaya inhale iloprost
tedavisi de eklendi. Son kontrolünde fonksiyonel kapasitesi NYHA sınıf IV, BNP:
3115ng/L ve ekokardiyografik incelemede; sağ atriyum, sağ ventrikül geniş ve
sola deviye, TY yoluyla RVP:105mmHg, PY yoluyla ort.PAP:45mmHg, sol ventrikül
arka yüzde perikardiyal efüzyon, vena kava inferiyor, hepatik venler geniş ve
batında asit saptandı. Hastaya intravenöz eporostenol için endikasyon dışı ilaç
kullanımı başvurusunda bulunuldu.
TARTIŞMA
VE SONUÇ:
PAH
tedavisinde amaç, hastaların fonksiyonel kapasitelerini arttırarak sağ kalım
süresini uzatmaktır. Medikal tedaviye dirençli çoğu PAH’lı hastanın başlıca
ölüm sebebi sağ ventrikül disfonksiyonudur. Tarihsel olarak akciğer
transplantasyonu, tedaviye dirençli İPAH’lı çocuklarda en çok düşünülen
palyatif prosedür olmuştur. Az sayıda merkezde yapılabilmesi, teknik ve özel
bakım gerektirmesi gibi nedenlerle sağ ventrikül fonksiyonunu
iyileştirebilecek, transplantasyona köprü tedavisi olarak atriyal septostomi,
Potts şantı, parakorporyal akciğer asist cihazları, sağ ventrikül asist
cihazları ve ECMO gibi tedaviler gündeme gelmektedir. Optimal tedaviye rağmen
kötüleşen hastalarda atriyal septostomi, semptomları hafifleterek yaşam
kalitesini arttırabilir. Ancak ciddi sağ ventrikül disfonksiyonu olan,
istirahat satürasyonu <%90, sağ atriyum basıncı ortalaması >20mmHg olan
son dönem hastalarda kontrendikedir. İşlemin girişimsel olarak atriyal flow
regülatör gibi fenestrasyonlu cihazlarla yapılması, septostomi sonrasında
oluşacak şantın boyutunun kontrolü ve spontan kapanma riskinin azaltılması
açısından faydalı olabilir. İnen aorta ve sol pulmoner arter arasına oluşturan
Potts şantı, koroner ve serebral arterlere oksijen içeriği yüksek kan akımı
sağlarken, hem sağ ventrikülü hem de pulmoner vasküler yatağı boşalttığı için
atriyal septostomi yerine tercih edilebilir.