TURKISH SOCIETY OF VETERINARY GYNECOLOGY CONGRESS OF 9th NATIONAL & 3rd INTERNATIONAL, Antalya, Türkiye, 24 - 27 Mart 2022, sa.33, ss.194-195
Süt sığırcılığında, süt verimi odaklı seleksiyon programları verim artışında önemli ilerlemelerin elde edilmesini
sağlamıştır. Ancak, hastalıklara direnç ve özellikle de reprodüktif özelliklerde ciddi problemlerin ortaya çıkmasına
da neden olmuştur. Bu bağlamda, süt sığırlarında en önemli fenotipik özelliklerden biri reprodüktif performanstır.
Bu nedenle, bu çalışmada sığır STAT1 geni (GenBank Acc. No: AW289395) g.3141C>T polimorfizminin Holstein-
Friesian ineklerde reprodüktif özellikler üzerindeki etkilerinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Tüm hayvanlar
aynı besleme ve yönetim prosedürlerine tabi tutulmuştur. Süt verimi, sürü yönetim programı ile kayıt altına
alınmıştır ve 305 günlük süt verimi hesaplanmıştır. Bu çalışmada analiz edilen fenotipik özellikler, toplam süt
verimi, 305 günlük süt verimi, açık gün sayısı ve tohumlama sayısıdır. İstatistiksel modellerde, aynı zamanda sürü
dışı oranları, vücut kondisyon skorları ve mevsim de değerlendirilmiştir. Başlangıçta, tüm inekler, bireysel süt
verimi kayıtlarına (%80) dayalı bir seleksiyon indeksi ile sıralanmıştır. İlk tohumlamada gebe kalan ve gebelik
başına 3 den fazla tohumlaması bulunan toplam 75 inek seçilerek 3'UTR'de bulunan STAT1 markörü için PCRRFLP
yöntemi ile genotiplendirilmiştir. PCR prosedüründe F: 5'GCCTCAAGTTTGCCAGTGGC3' ve R:
5'GGCTCCCTTGATAGAACTGT3' primerleri kullanılmıştır. Amplifiye edilen ürün (314 bp), BspHI ile enzim
kesimine ve daha sonra agaroz jel elektroforezine tabi tutulmuştur. Genotip-fenotip ilişkilendirme analizi, Minitab
yazılımının genel doğrusal model (GLM) prosedüründe, en küçük kareler yöntemiyle gerçekleştirilmiştir. Post-hoc
karşılaştırma olarak Tukey testi kullanılmıştır. Sürü dışı oranları ile genotipler arasındaki ilişki Pearson'ın Ki-kare
testi ile değerlendirilmiştir. Heterozigotluk (He), homozigotluk (Ho), etkili alel sayısı (Ne) ve polimorfizm bilgi
içeriği (PIC) dahil olmak üzere popülasyon genetiği parametreleri değerlendirilmiş ve Hardy-Weinberg
Dengesinden (HWE) sapma test edilmiştir. Sonuçlar, g.3141C>T polimorfizminin kabul edilebilir populasyon
parametrelerine (Ne=1.9231; He=0.48) sahip olduğunu, bu markörün seçilen populasyon için orta derecede
bilgilendirici olduğunu (PIC=0.3648) ve HWE'den bir sapma olduğunu (χ2=14.82; P<0.001) ortaya koydu.
GLM'de STAT1 ile tohumlama sayısı arasındaki ilişki istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur (P<0.05). TT
genotipi taşıyan hayvanlar, en yüksek ortalama tohumlama sayısı (3.71±0.74) ile karakterizedir. Bu kritik bir
sonuçtur çünkü STAT1 g.3141C>T polimorfizmi, süt verimine olan etkilerinden dolayı birçok SNP-paneli veya
SNP-çipte yer almaktadır. Bildiğimiz kadarıyla, bu çalışma, STAT1’in gebe kalma başına tohumlama sayısı
üzerinde potansiyel bir olumsuz etkisinin olduğunu ilk kez göstermiştir. TT genotipinin %26,67'lik bir frekansa
sahip olduğu göz önüne alındığında, bu ilişkinin göz ardı edilmesi sürü bazında önemli bir reprodüktif performans
düşüşüne yol açabilir. Ayrıca, STAT1 ve sürü dışı oranları arasında anlamlı bir ilişkinin olduğu görülmüştür
(P<0.01). STAT1 ile analiz edilen diğer özellikler arasında herhangi ilişki bulunmamıştır. Bu çalışma, STAT1 geni
ile ilgili yeni önemli noktaları göstermektedir. Sonuç olarak, süt sığırlarında reprodüktif performansın genotipik
olarak değerlendirilmesine katkıda bulunabilir.