7th International Medicine and Health Sciences Researches Congress, Ankara, Türkiye, 28 - 29 Ağustos 2021, ss.216-217
Meme kanseri, dünyada kadınlar arasında en yaygın görülen kanser
türüdür. Son yıllarda tanı ve tedavideki önemli gelişmelere rağmen, birçok
faktör meme kanserinin erken tanısını ve etkin tedavisini sınırlamaktadır. Meme
kanseri dahil olmak üzere birçok kanserin kök hücre özelliklerini gösteren bir
hücre popülasyonu tarafından yönlendirildiği bilinmektedir. Kanser kök
hücreleri olarak adlandırılan bu hücrelerin; tümörün başlatılmasına,
büyümesine, tümör metastazına ve terapötik dirence aracılık ettiği
bilinmektedir. HN1L; son derece
sınırlı bilgiye sahip olunan bir protein olup, meme kanseri kanser kök hücre
yenilenmesi süreçlerinde rol almaktadır. Çalışmada, 12 meme kanserli (TNBC +
HER2+) hastanın plazma örneklerinde HN1L protein seviyeleri ELISA yöntemiyle
değerlendirildi. TNBC ve HER2+ grupları arasında HN1L seviyeleri sırasıyla
ortalama 0,95 ve 1,03 ng/ml olarak ölçüldü. Bununla birlikte, TNBC ve HER2+ alt
tipleri arasında HN1L seviyeleri açısından anlamlı bir fark görülmedi (p>
0,05). Her iki grup birlikte değerlendirildiğinde HN1L seviyeleri ile metastaz
ve BRCA durumları arasında ters yönde bir korelasyon (sırasıyla p=0,037 ve p=0,028)
olduğu saptandı. Tek tek değerlendirildiğinde ise TNBC’de HN1L seviyeleri ile
BRCA durumu arasında negatif korelasyon (p=0,033) belirlendi. HN1L,
lokalizasyon, tümör evresi, BRCA, p53, neoadjuvant ve adjuvant tedavi, invazyon
ve metastaz durumları önce tek tek, sonra birlikte regresyon analizine dahil
edildi. Buna göre, lokalizasyon durumu istatistiksel olarak anlamlı bulundu (p=0,038).
Sonuç olarak, HN1L seviyelerinin agresif tip meme tümörlerinde biyobelirteç
olarak kullanılmasının yakın gelecekte mümkün olabileceği ve bu doğrultuda
hasta sayısı arttırılarak ileri fonksiyonel analizlerin yapılması gerektiği
kanaatine varılmıştır.
Breast
cancer is the most common type of cancer among women in the world. Despite significant advances in
diagnosis and treatment in recent years, many factors limit the early diagnosis
and effective treatment of breast cancer. It is known that many cancers,
including breast cancer, are driven by a population of cells displaying stem
cell characteristics. These cells, called cancer stem cells; It is known to mediate tumor
initiation, growth, tumor metastasis, and therapeutic resistance.
HN1L; It is a
protein with very limited information and plays a role in breast cancer cancer
stem cell regeneration processes. In the study, HN1L protein levels
in plasma samples of 12 breast cancer patients (TNBC + HER2+) were evaluated by
ELISA method. Between the TNBC and HER2+ groups, the mean HN1L levels were measured as
0,95 and 1,03 ng/ml, respectively. However, there was no significant
difference in HN1L levels between TNBC and HER2+ subtypes (p> 0,05).
When both
groups were evaluated together, an inverse correlation was found between HN1L
levels and metastasis and BRCA status (p=0,037 and p=0,028, respectively).
When evaluated
individually, a negative correlation (p=0,033) was found between HN1L levels in
TNBC and BRCA status. HN1L, localization, tumor stage, BRCA, p53, neoadjuvant and adjuvant
therapy, invasion and metastasis were included in the regression analysis,
first individually and then together. Accordingly, the localization
status was found to be statistically significant (p=0,038). As a result, it was concluded
that the use of HN1L levels as a biomarker in aggressive type breast tumors may
be possible in the near future and that further functional analyzes should be
performed by increasing the number of patients.