Genel Tıp Dergisi, vol.20, no.2, pp.73-78, 2010 (Peer-Reviewed Journal)
Objective: To mention about the importance and implications of advertisement on health and medicine and to make recommendations in order to secure social structure of health services. Main findings: Use of advertisement of Private health institutions and physicians are increasing because services of public health institutions are not enough and they are not financially supported and to make it easy to receive health services. Advertisement of health services is usually deceptive/misleading and secret/surreptitious and causes unfair
competition. ‘Unfair competition’ not only damages patients by harming the principle of justice but also causes marketing of health as a commodity. In regulations, topics about advertisement of health have purposes to protect public health and to present health services as social services. Conclusion: Advertisement, due to its structural
characteristics, commercialized health and took initiative to sell health services. Concerning that disrupted the social structure of health services and made these services a competition among individuals and institutions. Therefore advertisement of health services should be within certain limits that our regulations handicapped and imposed sanctions on this matter. Healthcare professionals should have an important role to prevent health to be a commodity and establish an honored/respected health environment.
Amaç: Reklamın sağlık alanındaki yerinden ve etkisinden bahsetmek ve sağlık hizmetinin toplumsal yapısını korumaya yönelik öneriler sunmak. Ana bulgular: Kamu sağlık kuruluşlarının hizmet sunumundaki yetersizlikleri, gerekli olan desteği alamamaları ve hizmete ulaşımın kolaylaştırılmasını sağlama gibi nedenlerle giderek artan özel sağlık kuruluşları ve hekimlerin, hizmetlerini sunabilmek amacıyla sağlık alanında reklamı kullandıkları görülür. Sağlık alanında reklam, en çok yanıltıcı/aldatıcı ve gizli/örtülü nitelik taşıyan reklam türündedir ve haksız rekabete sebep olur. “Haksız rekabet”, adalet ilkesini zedeleyerek sadece hastalara zarar vermekle kalmaz, aynı zamanda sağlığın “ticari bir mal” olarak pazarlanmasına neden olur. Mevzuata bakıldığında sağlık alanında reklam hakkındaki maddelerin hem toplum sağlığını korumaya çalışan hem de sağlık hizmetinin toplumsal bir hizmet olarak sunulmasını sağlamayı amaçlayan nitelikte oldukları görülür. Sonuç: Reklam yapısı gereği, sağlığı ticari bir meta haline getirmekte ve sağlık hizmetinin satılmasına önayak olmaktadır. Bu durum sağlık hizmetinin toplumsal yapısını bozmakta ve bu hizmeti kişiler ve kurumlar arasında bir yarışma konusu haline getirmektedir.
Mevzuatımızda bu konuya engeller koyulduğu ve ciddi yaptırımlar uygulandığı görülmektedir. Sağlığın ticari bir mal olmasının engellenmesi ve onurlu/saygın bir sağlık ortamının oluşturulması için sağlık çalışanlarına da önemli görevler düşmektedir.