VI. yüzyıldan itibaren tarih sahnesinde varlık gösteren Oğuzların konuştukları lehçenin yazVI. yüzyıldan itibaren tarih sahnesinde varlık gösteren Oğuzların konuştukları lehçenin yazı dili hâlini alması XI. yüzyıldan itibaren gerçekleşmiştir. Doğu Türkçesi ise Karahanlı Dönemi'nden sonra siyasi birliğin kayboluşuyla ortak yazı dilinden ayrılarak gelişen yazı dillerinden biridir. Bu yazı dili, "Nevâ’î tili" hüviyetiyle uzun bir süre Doğu Türklük coğrafyasını birleştirmiş ve kendini korumuştur. Bâbürnâme, Büyük Bâbür İmparatorluğu’nun kurucusu Bâbür Şah (1431-1530) tarafından kaleme alınmış hatırat türünde bir dil yadigârıdır. Doğu Türkçesinin klasik devrinin nesir alanına ait olan bu eserde Bâbür; mücadelelerini, kayıplarını, yaşadığı ihanetleri, hayal kırıklıklarını samimi ve açık bir dille aktarmıştır. Bu çalışmada Bâbürnâme’nin Haydarâbâd nüshası dikkate alınmıştır. Ortak bir yazı dilinden inkişaf eden Oğuzca ve Doğu Türkçesi, gelişimlerini farklı şekillerde devam ettirmiş olsalar da birbirleri üzerinde ortak bir geçmişin getirdiği karşılıklı etkilere sahiptir. Bu çalışmada, literatürde araştırmacılar tarafından Oğuzca belirti olarak değerlendirilen ses ve şekil özelliklerinin Bâbürnâme’deki durumu tespit edilmeye çalışılmıştır. İnceleme neticesinde, araştırmacılar tarafından Oğuzca belirti olarak değerlendirilen özelliklerin Babürnâme'de, klasik dönem Doğu Türkçesi metinlerinin geneline kıyasla azımsanmayacak miktarda olduğu tespit edilmiştir. Bunun nedenlerinden ilki, her ne kadar Babürnâme'nin yazıldığı dönem ve coğrafya Oğuz tesirinden uzak olsa da Babür'ün hatıratında türe uygun olarak doğal ve içten bir dil kullanmasıdır. Diğeri ise hatıratta bahsi geçen Oğuz kökenli kimselerin dil özelliklerinin metne aktarılmasıdır.
The dialect spoken by the Oghuz, who have been present on the historical stage since the 6th century, began to take the form of a written language from the 11th century onwards. Eastern Turkish, on the other hand, is one of the written languages that developed separately from the common written language after the loss of political unity during the Karakhanid Period. This written language, known as "Nevâ’î tili", united Eastern Turkish for a long time and preserved itself. The Baburnama is a memoir written by Babur Shah (1431-1530), the founder of the Mughal Empire. In this memoir which belongs classic era of Eastern Turkish, Babur Shah candidly and openly recounts his struggles, losses, betrayals, and disappointments This article focuses on the Hyderabad manuscript of the Baburnama. Although Oghuz and Eastern Turkish, which developed from a common written language, have continued their development in different ways, they have had mutual influences on each other. In this article, the presence of phonetic and morphological features that researchers consider as Oghuz features in the Baburnama is tried to be determined. As a result of the analysis, it has been determined that the features evaluated as Oghuz characteristics by the researchers are found in Baburnama in a considerable amount compared to the classical period Eastern Turkish texts in general. One reason for this is that although the period and geography in which the Baburnama was written were distant from Oghuz's influence, Babur used a natural and sincere language appropriate to the genre in his memoir. Another reason is that he conveyed the language features of Oghuz-origin people mentioned in his memoir. As a result of the analysis, it has been determined that the features evaluated as Oghuz characteristics by the researchers are found in Baburnama in a considerable amount compared to the classical period Eastern Turkish texts in general. One reason for this is that although the period and geography in which the Baburnama was written were distant from Oghuz's influence, Babur used a natural and sincere language appropriate to the genre in his memoir. Another reason is that he conveyed the language features of Oghuz-origin people mentioned in his memoir.