JOURNAL OF TURKISH STUDIES, cilt.7, sa.4, ss.1107-1116, 2012 (ESCI)
Şeyh Galip, sadece estetik açıdan büyük bir şair değil, şiirini
‘hikmet’ ile inşa etmiş olduğu için, derin bir ‘varlık’ kavrayışını
terennüm etmiş bir mütefekkirdir. Onun kaleme aldığı ve yaşadığı iç
buhranı dile getiren bir terci-i bendi, bu açıdan özellikle dikkate
değerdir. ‘Yokluk’ üzerine yoğunlaşmış bu derin şiir, insan ile var-oluş
arasındaki ilişkiye dair üzerinde düşünülmesi gereken fikirlerle
bezelidir. Galip, benliğinin içine düştüğü ‘yokluk’ sıkıntısını, bizzat
‘varlık’ olarak kavradığı Rabbine sunmakta ve böylelikle, metafizik
anlamda bir sıçrama ummaktadır. Galib’in, medeniyetimizin düşünce
geleneği içindeki derin tefekkürü gösteren bu önemli şiiri, insanı, ‘varoluş’un ve dolayısıyla evrenin göz bebeği olarak takdim eden diğer tercii bendiyle karşılaştırıldığında, bireyin ruhsal ve metafizik ilerleyişindeki
temel merhaleleri aydınlatan oldukça dikkat çekici metinler haline
gelmektedir. Dolayısıyla Galip’in söz konusu terci-i bendleri,
geleneğimizdeki ‘hikmet’in yani ‘varlık’-‘Tanrı’-‘insan’ anlamlandırmaları
bakımından dikkate değer veriler sunmaktadır. Ayrıca Galip’in metafizik
buhranını saptamak, Batılı ve çağdaş felsefî kavrayış ile geleneğimizin
‘hikmet’ tasavvuru arasındaki benzerlik ya da farklılıkları anlamak
açısından da önemli bir örnek kabul edilmelidir. Acaba Galip’in yaşadığı
metafizik buhran ile modern varoluşçu düşünce arasında yapısal bir
ilişki söz konusu edilebilir mi? Galip’in ‘varlık’ ve ‘insan’ tasavvuru,
evrensel anlamdaki insanlık düşüncesine katkı sunmuş mudur? Bu
sorular, Anadolu aydını için, üzerinde düşünmeye değer problemlerdir
ve böylesi bir tartışmaya küçük de olsa katkı sunmak, bizi mutlu
edecektir.
Building his poem on 'wisdom' Sheikh Galip is not only
aesthetically a great poet, but a thinker who chant a deeper conception
of being. His terci-i bend that expresses his internal crisis, is
particularly noteworthy in this regard. Focused on nothingness this
deep poetry is adorned with ideas to consider the relationship between human and the existence. Galip has offered the distress of 'nothingness'
into which the self fell, to his Lord that he consider him as the Being
and thus expects a splash of metaphysical sense. Galip’s this significant
poem, showing the deep contemplation in the tradition of thought of our
civilization, becomes a remarkable text illuminating the fundamental
stages of an individual's spiritual and metaphysical advance, when it is
compared to the other terci-i bend that presents human as the apple of
the eye of Being whereat the cosmos. Therefore Galip’s these terci-i
bends provide remarkable data on conceptions of the being, God and
human in our wisdom tradition. In addition, to determine Galip’s
metaphysical crisis should be considered an important example in order
to understand differences and similarities between the modern Western
philosophical understanding and our traditional conception of wisdom.
Is it mentioned that is there a structural relationship between Galip’s
metaphysical crisis and the modern existentialist thought? Could
Galip’s conceptions of the being and human offer a contribution to the
idea of a universal sense of humanity? For Anatolian intellectuals these
questions are worth thinking, and to contribute, albeit small, to such a
debate will make us happy.