Kumral N. A.(Yürütücü), Akbudak N., Gençer N. S.
TÜBİTAK Projesi, 2020 - 2023
Açık ve örtü altı domates
yetiştiriciliği yapılan dünyanın
birçok ülkesinde Domates pas akarı [Aculops lycopersici (Massee) (Acari:
Eriophyidae)] ana zararlı konumundadır. Mücadeledesinde ağırlıklı olarak sentetik
akarisitler kullanılmakta olup, pratikte kullanılan alternatif bir mücadele
yöntemi bulunmamaktadır. Bir haftadan kısa sürede gelişen ve yılda çok döl
veren bu zararlıya karşı sık aralıklarla kimyasal uygulanması kalıntı ve bunlara
kısa sürede direnç geliştirmesi sorunlarını ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle,
zararlıya karşı seçici etkiye sahip biyolojik mücadele yöntemlerinin
geliştirilmesine ihtiyaç vardır. Biyolojik mücadelede sıkça
kullanılan ajanlarından biri de birçok akar ve sokucu emici böceğe karşı yüksek etkili
avcı Phytoseiidae familyası üyeleridir. Bu familyanın en önemli türü
Amblyseius swirskii Athias-Henriot’dir
ve domates pas
akarının da avcısı olduğu bildirilmektedir. Bu tür yurtdışında kitle halinde
üretilmekte, ülkemizde de ticari popülasyonları ruhsatlı olarak satılmakta ve sebze
yetiştiriciliğinde hali hazırda salımı yapılmaktadır. Bu türün dışında, daha
önce yapılan çalışmalarda Bursa ili ve çevresindeki domates plantasyonlarında A. lycopersici’nin popülasyonları ile
ilişkili farklı phytoseiid türleri saptanmıştır. Ancak bu avcı türlerden
hangisinin A. lycopersici’yi pratik anlamda
baskı altında tutabileceği konusunda bilgi yoktur.
Bu
çalışmanın ilk amacı Türkiye’den toplanmış hali hazırda
laboratuvarımızda üretimi yapılan bir A. swirskii
popülasyonunun ve Bursa çevresindeki domates bitkilerinden toplanan ve A. lycopersici ile etkili bir şekilde beslenen ikinci bir phytoseiid türün laboratuvarda üretiminin
sağlanmasıdır.
Diğer
taraftan, domates bitkilerinin zararlılara karşı doğrudan savunma mekanizması
olan keseli (zehir içeren) ve kesesiz trikomlar bitkinin sap, dal, damar ve
yaprak yüzeyinde bulunmaktadır. Bu trikomlar avcı akarların hareketini,
beslenmesini ve av
arayışını güçleştirmekte, vücutlarını çizerek su kaybına uğratmakta
veya keseli olanları dokunma sırasında koparak avcıyı zehirlemektedir. Ayrıca,
domates bitkisi içeriği ile beslenen avının kanı ile beslenirken phytoseiidler
dolaylı olarak da zehirlenmektedirler. A.
lycopersici’nin trikomlardan göreceli olarak küçük olması, bu bitki savunma
yapılarının zararlının doğal düşmanlarından korunması için güvenli
alanlar oluşturmaktadır. Ancak, bugüne kadar yapılan çok sayıda araştırmada
domatesin tür ve çeşidine bağlı olarak fiziksel ve kimyasal özelliklerinin
varyasyon gösterdiği belirlenmiştir. Ancak, ülkemizde bulunan yüzlerce domates
çeşidindeki vejatatif aksamının fiziksel ve kimyasal özelliklerinin bu
phytoseiid türlere etkisi hiç değerlendirilmemiştir. Bu nedenle bu çalışmanın ikinci
ve en önemli amacı ülkemizde kullanılan birçok sofralık ve sanayi domates
çeşidinde fiziksel ve kimyasal özelliklerin belirlenmesi en az, orta ve
en çok trikom ve zehirli birleşiğe sahip çeşitlerin kümeleme analizi ile
belirlenmesidir.
Bu
bilgilerden hareketle bu projedeki ana hipotezimiz, “Daha az trikoma sahip
ve daha az zehirli birleşikler içeren bir veya birkaç sofralık ve sanayi
domates çeşidi A. lycopercisi’nin
avcısı phytoseiidlerin gelişmesi ve üremesi için uygun olabilir mi ?” dir.
Bu hipotezin doğrulanması için bu çalışmanın üçüncü amacı bu iki
phytoseiid türün farklı domates çeşitlerindeki tercihleri, avlanma kapasiteleri
ve biyolojik parametreleri laboratuar koşullarında
saptanacaktır. Bu amaçla, en az, orta (aynı zamanda yüksek verim ve diğer
hastalık ve zararlılara yüksek direnç gösteren) ve en çok trikom ve zehirli birleşiğe sahip üçer adet sanayi ve sofralık çeşidi üzerinde ergin öncesi
dönemlerin gelişme süresi ve canlılık oranları, ergin üreme ve ömür uzunluğu ve
hayat tablosu parametreleri, sayısal ve işlevsel tepki gibi biyolojik
parametreler belirlenecektir.
Laboratuvar testlerinden elde edilen veriler
ışığında, projenin son amacı;
A. lycopersici ile beslenen avcılık potansiyeli yüksek phytoseiidlerin doğal koşullarda domates
bitkileri üzerinde kullanımını ispatlamaktır. Bu amaçla, yüksek tünel
koşullarında A. lycopersici ile
bulaşık en uygun ve orta seviyede uygun olan konukçu domates çeşitlerine (2 sofralık ve 2 sanayi tipi) iki tür
ayrı ayrı salınarak zararlı ve avcıların popülasyon değişimi belirlenecektir. Bu çalışmaların sonucunda domates
yetiştiriciliğinde kullanılan ve kullanılma potansiyeli olan bu avcı akarların
yüksek etkinlik gösterebilmesi için en uygun domates çeşit/lerinin belirlenmesi
amaçlanmaktadır. Bu sayede pestisitlere alternatif olarak kullanılan bu
biyolojik mücadele ajanlarının kullanım alanının arttırılması ve doğaya dost ve
çevreye ve insana zararsız bu yöntemin daha yaygın kullanılmasını
hedeflemekteyiz. Ayrıca
bu çalışma ülkemiz doğal kaynaklarının (avcı akarlar) etkin kullanımı ve
entegre zararlı yönetim stratejilerini desteklemektedir. Elde edilen sonuçlar dünyanın her bölgesinde
pratik anlamda değerlendirilebilecek ve uluslararası kongrelerde sunulup ve
dergilerde yayınlanabilecektir.