Akkoç A., Gül Satar N. Y. (Yürütücü)
Yükseköğretim Kurumları Destekli Proje, 2018 - 2019
Postoperatif intraabdominal adezyonlar cerrahi alanda ameliyat sonrası karşılaşılan önemli bir problemdir ve ciddi komplikasyonlara yol açabilir. Bu ciddi komplikasyonlar morbidite artışıyla beraber, ileus, kronik pelvik ağrı, infertilite şeklinde karşımıza çıkmaktadır. Bu çalışmada postoperatif intraabdominal adezyonların önlenmesi için Ankaferd Blood Stopper ® kullanılması ve etkilerinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır.
Ankaferd Blood Stopper ® (ABS); Thymus vulgaris, Glycyrrhiza glabra, Vitis vinifera, Alpinia officinarum ve Urtica dioica bitkilerinin özlerinden elde edilmiş kanama önleyici bir bitki özütüdür. Lokal kanama durdurma etkisinin yanı sıra, bakteriyostatik ve antibakteriyel özelliği bulunmaktadır. Deneysel çalışmamıza dahil edilen toplam 120 rat, kendi aralarında 3 tane işlem grubuna (Laparotomi grubu, Laparotomi + Çekal abrazyon grubu, Laparotomi + Cornu uteri dikiş grubu) ayrıldı. Her bir işlem grubu ise kullanılan solüsyon materyaline göre %0,9 NaCl grubu, ABS grubu, herhangi bir madde uygulanmayan grup, icodextrin (%4) grubu olmak üzere 4 alt gruba ayrıldı. Her bir ratın ventral abdominal duvarında standart 3 cm’lik deri ensizyonu yapılıp, batına girildi. Laparotomi grubunda abdominal organlara herhangi bir işlem yapılmadan, kendi içinde gruplara ayrılan ratlarda seçilen solüsyonlar batın içine verildi. Laparotomi + Çekal abrazyon grubunda, cecum’un antimezenterik sınırına ve kendisine karşı gelen abdominal duvara standart kuvvette gazlı bez ile 20 kere peteşiyel kanama oluşması için abrazyon işlemi uygulandı ve bulunduğu alt gruba uygun solüsyonlar batın içine uygulandı. Laparotomi + Cornu dikiş grubunda, her bir deneğin sağ cornu uteri’si, corpus uteri’nin 1 cm kraniyalinden olacak şekilde ensize edildi ve hepsi aynı şekilde basit sürekli dikiş ile kapatıldı. Batın kapatılmadan bulunduğu alt gruba uygun solüsyonlar batın içine uygulandı. İşlemlerden 21 gün sonra denekler ötenazi edildi. İntraabdominal adezyon gelişimi, daha önce belirlenmiş olan kantitatif değerlendirme ve adezyon şiddeti derecelendirme skoruna göre kör olarak değerlendirildi. Hasarlı yüzeyde oluşan adezyonlardan histopatolojik inceleme için biyopsi alındı. Hazırlanan preparatlar Hematoksilen-Eozin boyası ile boyandıktan sonra, dokulardaki fibroblastik aktivite, yangısal hücreler ve vasküler proliferasyon açısından değerlendirildi. İstatistiksel analizler için bütün gruplar arası karşılaştırmalar mikroskobik, makroskobik bulgular ve ELISA verileri median (minimum-maksimum) olarak ifade edildi. Gruplar arasındaki Metalloproteinazların doku inhibitörü-1, Matriks metalloproteinaz- 9, İnterlöykin- 6, Tümör nekrozis faktör- α, Transforme edici büyüme faktörü- β1’i kapsayan ELISA verileri ile adezyon skorlarının mikroskobik ve makroskobik karşılaştırılmasında “Kruskal-Wallis varyans analizi” yöntemi kullanıldı. Post-hoc karşılaştırmalarda “Dunn-Bonferroni testi” uygulandı. Değişkenler arasındaki ilişkiler ise “Spearman sıra korelasyon katsayısı” ile incelendi. İstatistiksel analizlerde anlamlılık düzeyi olarak p<0,05 alındı. Yapılan değerlendirmeler sonunda makroskobik değerlendirme skorları için ABS ile diğer gruplar arasında negatif düzeyde anlamlı fark bulundu. Histopatolojik incelemenin mikroskobik değerlendirmesinde ABS ile diğer gruplar arasında negatif düzeyde anlamlı fark bulundu.
Ankaferd Blood Stopper ® ’ın postoperatif intraabdominal adezyonları önlemede etkinlik sağlamadığı belirlenmiş olup, bununla birlikte abdominal organ hasarları verdiği için kullanılmasının zararlı olabileceği kanısına varılmıştır. Adezyon oluşum mekanizmaları ve etkili ajanların bulunması için ileri çalışmalara gereksinim vardır.