ORAL H. B. (Yürütücü)
TÜBİTAK Projesi, 2020 - 2023
Bu projeyle kansere bağlı ölümleri azaltmak amacıyla malin
melanom tedavisinde kullanılmak üzere adoptif hücre transferine (AHT) dayalı
bir kanser aşısı geliştirilmesi hedeflenmektedir. AHT uygulamalarının başında, tümörün baskılayıcı
mikroçevresinden kaçırılarak izole edilen lenfositlerin ex vivo ortamda aktive edilip sayıca çoğaltıldıktan sonra hastaya
geri verilmesi gelmekte ve klinik olarak olumlu sonuçlar gelmektedir. AHT için kanser antijenlerine özgül T hücrelerinin
seçimi ve kültürde büyütülmesi son derece umut verici olsa da uzun süreli ex vivo kültüre ihtiyaç duyulan bu
yöntem için pek çok hastanın yeterli zamanı bulunmamaktadır. Bu verimli tedavi
yaklaşımının geniş bir hasta grubuna klinik olarak uygulanabilir olması için,
önceden antijen özgüllükleri belirlenmiş reseptörlerin kullanımıyla anti-tümör
hücrelerin hızlı üretimine yönelik gen transferi çalışmaları umut
vadetmektedir. Genetik olarak modifiye edilerek kansere özgül
hale getirilen hücrelerle yapılan immünoterapi uygulamalarında kullanılan iki
tip sitotoksik lenfosit mevcuttur; T hücreleri ve Doğal Öldürücü (NK)
hücreleri. Sitotoksik lenfositlerin özgül tümör antijenlerine
yönlendirilebilmesi için ise iki temel genetik modifikasyon teknolojisi
mevcuttur; Hedef hücre yüzeyindeki antijenlerin hedeflenebilmesi için Kimerik
Antijen Reseptörleri (CAR) veya hedef hücre içerisindeki antijenlerin
hedeflenebilmesi için T Hücresi Reseptörleri (TCR). Bugüne kadar yapılan çalışmalarda CAR-T hücreleri,
CAR-NK hücreleri ve TCR-T hücreleri klinik denemelere kadar ilerlemiş
durumdadır. CAR-T hücreleri yakın zamanda hem Amerika’da hem de Avrupa’da
klinik uygulama için onay almıştır ve CAR teknolojisi NK hücrelerinde de
klinik denemelerde çok olumlu sonuçlar vermektedir. Hücre yüzeyindeki antijenleri hedeflemek
için CAR teknolojisi hem T hem NK hücrelerinde verimli bir şekilde
kullanılabilirken, tüm bu resimde eksikliği hissedilen en büyük nokta ise
hücre içi antijenlerin verimli ve güvenli bir şekilde hedeflenebilmesidir.
Bunun için gerekli TCR gen transferi çalışmalarında, T hücrelerinin kendi
genomları tarafından kodlanan TCR zincirleriyle transfer edilen TCR
zincirlerinin yanlış eşleşmesinden kaynaklı problemler, bu uygulamanın klinik
kullanıma girmesi önündeki büyük engellerden birisidir. Bizler, patent
başvurusunu yapmış olduğumuz (WO2018129199A1) ve bu proje başvurusuna konu olan
buluşumuzda, T hücrelerine TCR gen transferi sonrası ortaya çıkan yanlış
eşleşme probleminin üstesinden gelebilmek ve hücre içi antijenlerin kanser
immünoterapisinde sağlıklı bir şekilde hedeflenebilmesini sağlamak için
kullanılabilecek yeni bir hücre kaynağı olarak NK hücrelerinin kullanımını
önermekteyiz. Öncü sonuçlarımıza göre,
TCR genlerinin transferi sayesinde NK hücrelerinin tümör antijenlerini seçici
olarak tanımak için programlanması başarılabilmektedir. NK hücrelerine TCR
gen transferi çalışması daha önce hiç yapılmamıştır. Proje bu açıdan yüksek
özgün değere sahiptir. Bulduğumuz bu yöntem kanser immünoterapisi
alanında hücre içi antijenlerin hedeflenmesine yönelik yeni bir yaklaşım
olmakla kalmayıp aynı zamanda TCR gen transferinde görülen yanlış eşleşme
sorununun nihai ve kesin çözümü olduğu için oldukça yüksek etki değerine
sahip olacaktır. Geliştirmekte
olduğumuz ve hücre hatlarıyla fizibilitesini gösterdiğimiz bu yöntemin
kliniğe ulaşabilmesi için önerilen bu proje kapsamında melanom hastalarından
alınan örnekler ve primer NK hücreleri üzerinde yapacağımız in vitro deneylerle önemli preklinik
veri toplamış olacağız. Bu hedef çerçevesinde projemizde öncelikli olarak
melanom hastalarından alınacak örneklerde Türkiye’deki hasta
popülasyonlarında sıklıkla görülen tümör-ilfiltre lenfosit (TiL) grupları karakterize
edilecektir. Tespit edilen TCR
gen dizileri lentiviral vektörlere klonlanıp öncelikle NK-92 hücre hattına
transfer edilecektir. Modifikasyon sonrası NK-92 hücrelerinin tümör
hücrelerine karşı verdiği yanıtın karakterizasyonu sayesinde ilgili TCR
geninin fonksiyonalitesi onaylanmış olacaktır. Son safhada, fonksiyonalitesi
onaylanmış olan TCR’ler hastalardan alınan primer NK hücrelerine nakledilerek
otolog tümör hücrelerine karşı aktiviteleri ölçülecektir. Öncü sonuçlarımızı
elde ettiğimiz Tyrosinase antijenine karşı olan TCR’nin yanı sıra hasta
örneklerinden tespit edilecek farklı TCR’lerin de kullanılmasıyla genetik
olarak modifiye edilecek olan NK hücrelerinin in vitro immünolojik fonksiyonel değerlendirilmeleri yapılacak ve
tedavi edici bir melanom aşısı olarak geliştirilmesi amaçlanacaktır. |