Mecitoğlu G. (Yürütücü), Ardıçlı S., Yendim S. K.
Yükseköğretim Kurumları Destekli Proje, 2021 - 2024
Bu projede genel anlamda dişi arap atlarında Anti Müllerian Hormon
(AMH) üretiminden sorumlu genin sekans analizinin yapılması sonucu olası
nükleotid değişimlerinin, ilgili hormon seviyesi ve reprodüktif parametreler
üzerine olan etkilerinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Elde edilen bu veriler
ile genotip-fenotip ilişkisinin belirlenmesi ve bu sayede ilgili sektörde
damızlık spor atı seçim kriterlerine bir biobelirteç kazandırılması hedeflenmektedir.
Memelilerde reprodüktif verimlilikle yakından ilişkili olduğu
bilinen AMH, günümüz beşeri hekimliğinde infertilitenin/in-vitro fertilizasyon
başarısının bir göstergesi olarak yaygın biçimde kullanılmaktadır. Buna karşın
yüksek kaliteli spor atlarında suni tohumlama, embriyo transferi gibi
uygulamaların giderek yaygınlaşmasına rağmen AMH’nın baz alındığı çalışmalar
hem pratikte hem de akademik alanda global düzeyde sınırlı kalmıştır.
Genomik veritabanları
incelendiğinde at AMH genine ait,
diğer türler ile karşılaştırıldığında sınırlı sayıda varyantın tanımlanmış
olması göz önüne alındığında, proje kapsamında belirlenebilecek
mutasyon/polimorfizmlerin ve bunların olası fenotipik etkilerinin ilk kez
değerlendirilecek olması projeyi özgün kılmaktadır.
Bu amaçla,
200 adet damızlık arap kısraktan hem genetik analizlerin yapılabilmesi hem de AMH
seviyelerinin belirlenebilmesi için, aşım sezonunda bir kerelik olmak üzere
yeterli miktarlarda kan numunesi alınacak ve bu numunelerden DNA izolasyonu ve
AMH ölçümü gerçekleştirilecektir. Yeni nesil dizileme (NGS) metodu ile genotiplendirme
işlemi yapılacaktır. Elde edilecek genetik veri, iç ve dış östrus karakteristikleri,
gebelik durumu, ikizlik, abort gibi parametreleri içeren geniş bir reprodüktif veri
seti ile karşılaştırılarak genotip-fenotip ilişkisi belirlenecektir.
Araştırma sonuçlarının literatürdeki önemli bir
eksiği gidereceği, ülkemizde ve dünyada nitelikli damızlık kısrak seçim
kriterleri için yeni bir bakış açısı oluşturabileceği öngörülmektedir. Elde
edilecek verilerin SNP-Chip
geliştirme araştırmaları ve olası bir patent
başvurusuna alt yapı oluşturacağı düşünülmektedir.