Yükseköğretim Kurumları Destekli Proje, 2022 - 2023
Bu çalışma Türkiye’de geçici koruma statüsüyle bulunan Suriyelilerin ev sahibi toplum nezdinde epistemik adaletsizliğe uğrayıp uğramadığını; eğer uğruyorsa bu epistemik adaletsizliğin ne tür içerimleri olabileceğini ve bu yaklaşımların bir dönüşüm geçirip geçirmediğini incelemek amacıyla yazılmıştır. Bu doğrultuda çalışma, Türkiye’deki Suriyelilere yönelik yaklaşımların, ev sahibi toplumun anlatısında nasıl konumlandığına yönelik bir çerçeve sunmayı; görüşme sonuçları doğrultusunda tespit edilecek temel anlatı motifleri bağlamında Suriyelilerin ifadelerine düşük bir güvenilirlik düzeyi atfedilip atfedilmediğini tespit etmeyi hedeflemektedir. Çalışma, bu yöndeki bir soruşturmayı ev sahibi toplumun anlatısını merkeze alarak yapmaya çalışmaktadır. Çalışma kapsamında Türkiye’deki Suriyelilerin temel bazı olumsuz kimlik önyargılarına ve bunlarla bağlantılı iki temel tanıklık adaletsizliğine (Vatan haini olarak Suriyeli figürü ve Fırsatçı ekonomik göçmen figürü) maruz kaldığı sonucuna ulaşılmıştır. Bu noktayla bağlantılı bir diğer çarpıcı sonuç ise, Suriyelilerin epistemik adaletsizliğe maruz kalmasında, Suriyeli karşıtı olma ya da olmama hususunda herhangi bir korelasyon bulunmamasıdır. Buna göre, kendisini Suriyeli karşıtı olarak tanımlamayan hatta, Suriyelileri ülkeye faydalı kişiler olarak tanımlayan görüşmecilerin dahi çeşitli biçimlerde Suriyelilerin epistemik failliklerini yadsıdığı sonucuna ulaşılmıştır.