YILDIRIM Y.(Yürütücü), ERBAY DALLI Ö.
Yükseköğretim Kurumları Destekli Proje, 2020 - 2021
Yoğun bakımların (YB) gürültülü olması, birden fazla invaziv girişim, gece/gündüz ayrımının olmaması ve mekanik ventilasyon (MV) desteği alan hastaların ağrı, ajitasyon, anksiyete, rahatta bozulma, iletişimde yetersizlik gibi sorunlar yaşaması, hastalarda zihinsel durumlarda değişikliklere yol açan deliryuma neden olmaktadır. Deliryum, YB hastalarında %80'e varan oranlarda gözükmekte ve uzamış MV, daha uzun YB ve hastanede kalış, daha yüksek mortalite, uzun süreli bilişsel bozukluk, yüksek bakım maliyeti, artmış bakım yükü gibi olumsuz sonuçlara neden olmaktadır. Bu nedenle deliryumu önlemek bakım kalitesini arttırmanın anahtar bir parçasıdır. YB hastalarında ağrı, ajitasyon ve deliryumun birbiri ile etkileşimine dikkat çeken uluslararası kılavuzlar, bu semptomların kontrolünde farmakolojik müdahaleler ile ilgili kanıta dayalı çalışmaların sınırlılığı nedeniyle farmakolojik olmayan müdahaleleri (Örn; erken mobilizasyon, ailenin katılımı, müzik, gevşeme teknikleri vb.) önermektedir. Müzik, YB'de MV desteği alan hastalarda çeşitli semptomların (Örn; ağrı, anksiyete, deliryum, sedasyon ihtiyacı vb.) yönetiminde etkisi kanıtlanmış, bilişsel-davranışçı tedavi yöntemlerinden biridir. Müzik müdahalesinin deliryum şiddetini hafifleterek sedasyon ihtiyacında gerileme sağladığı, gelişen anksiyete ve stres yanıtını azaltarak solunum, nabız gibi ritimleri kontrol altına aldığı, bireyin duygularını olumlu yönde etkileyerek genel bir rahatlama tepkisi uyandırdığı belirtilmektedir.
Üç gruplu plasebo kontrollü deneysel olarak planlanan bu çalışmada, YB'de MV desteği alan hastalara uygulanan müziğin deliryum, ağrı, sedasyon ihtiyacı, anksiyete ve yaşamsal parametrelere etkisinin birlikte incelenmesi ile alanda ilk çalışma olarak dikkat oluşturacağı, ilgili literatüre ve hasta bakım kalitesine katkı sağlayacağı, ayrıca hemşirelerin müzik uygulaması ile deliryumu yönetebileceği ve hastaların ağrı, anksiyete ve streslerinin azalmasını sağlayarak bireylerin konfor ve yaşam kalitesinde yükselme sağlayacağı düşünülmektedir.