Duman M. (Yürütücü), Satıcıoğlu İ. B.
TÜBİTAK Projesi, 2024 - 2024
qPCR analizi genellikle az miktarda DNA kalıntıları
tespit edebilmesiyle ve hedef DNA üzerinde oldukça yüksek spesifik okumalara
sahip olması nedeniyle rutin hastalık teşhislerinde oldukça yaygın kullanılan
bir metot olmuştur (Lalucat vd., 2020). Öyleki günümüzde tüm dünyayı etkileyen
koronavirüs salgınında dahi insanlardan non-invaziv yöntemlerle swap örnekleri
alınmakta ve qPCR analizi ile identifikasyon yapılmaktadır. qPCR analiz yöntemi
hastalık teşhisi konusunda az miktarda DNA’yı da saptayabilmesi ve diğer PCR
metotlarına göre daha spesifik sonuçlar vermesi nedeniyle tüm dünyada çok
yaygın kullanılan bir metot olarak geçerlilik göstermiştir.
Çalışmalarda sıklıkla kullanılan temel 16s rRNA gen
bölgesi sekans analizi yakın ilişkili genusların tür ayrımlarının yapılmasında
yetersiz sonuçlar verdiği bildirilmektedir (Lalucat vd., 2020). Bu yönüyle Aeromonas spp. Pseudomonas spp. Vibrio spp. ve Mycobacterium spp. türlerinin identifikasyonunda
fenotipik ve/veya temel PCR-sekans analizlerinin yetersiz kaldığı ve bu
analizler kullanıldığında hatalı identifikasyon sonuçları elde edildiği
bildirilmektedir (Girard vd., 2020).
Kültürü yapılan balıklarda hastalık oluşturan Aeromonas hydrophila’nın qPCR TaqMan
prob ile tespiti konusunda çok sayıda çalışma yapılmış ve çok düşük sayıda
bakteriyel koloni varlığında dahi içme suyu, hasta balık ve çevresel
izolatlarda etken teşhisinin başarılı bir şekilde yapıldığı çalışmalar
bildirilmektedir (Shannon vd. 2007). Yalnızca A. hydrophila için değil ayrıca A.
salmonicida, A. sobria ve A. veronii
gibi diğer Aeromonas türleri için de
qPCR prob çalışmaları yapılmış ve hasta balık ve su örnekleri gibi örneklerde
başarılı sonuçlar verdiği bildirilmiştir (Chapela vd. 2018). İçme sularından
yapılan prevalans çalışmalarında Aeromonas
etkenlerinin tespiti amacıyla genus spesifik primerler kullanılmış ve yapılan
çalışmalarda qPCR metodunun içme sularında Aeromonas
spp.’nin tespiti konusunda başarılı sonuçlar verdiği bildirilmiştir (Robertson
vd., 2014). Ontario gölünde göl suyundaki Aeromonas
spp.’lerin teşhisinde geliştirilen qPCR primer-probların ml’de 10 bakteri
hücresini tespit edebildiği ve çalışma yapılan göl sularında yüksek oranda Aeromonas türlerinin varlığı ortaya
konmuştur (Khan vd., 2009).
P. aeruginosa insanlarda en bilinen patojenlerden biri olması
nedeniyle P. aeruginosa’nın qPCR ile
teşhisi konusunda yaygın çalışmalar bulunmaktadır. Ayrıca Pseudomonas türleri toprak, su ve diğer çevresel ortamlarda yaygın
olarak bulunması nedeniyle Pseudomonas
genus spesifik qPCR probları geliştirilmiş ve 0.5g toprak örneğinde %99
spesifitede teşhis yapılabildiği bildirilmiştir (Bergmark vd., 2012). Süt
örnekleri ve farklı sulardan da Pseudomonas
etken teşhisi konusunda surveyans çalışmaları yapılmış ve genus spesifik qPCR
problarla Pseudomonas spp. teşhisinin
başarılı bir şekilde yapıldığı, en düşük miktarda bile bakteriyel teşhis
yapılabildiği bildirilmiştir (Khan ve Yadav 2004; Lloyd-Jones vd., 2005; Maier
vd., 2021; Bahlinger vd., 2021) Sunulan proje çalışmamıza benzer olarak et ve
ısı uygulaması yapılmış et örneklerinde Pseudomonas,
Enterobacteriaceae, Brochothrix thermosphacta ve Staphylococcus etkenlerinin qPCR spesifik primer problarla
araştırılmasına yönelik çalışmalar yapılmıştır (Bahlinger vd., 2021). Yapılan
çalışmada qPCR primer problarının %100 spesifite ve duyarlılıkta çalışıtığı
bildirilmiş çalışma materyallerinde hedef bakteriyel etkenlerin miktarları
konusunda önemli veriler elde edilmiştir (Bahlinger vd., 2021).
Vibrio türleri denizel ekosistemde ve deniz balıklarında
yaygın olarak bulunan bakterilerdir. Deniz ekosisteminde Vibrio türlerinin genus bazında araştırılması konularında
çalışmalar oldukça eskiye dayanmaktadır. Özellikle midyelerde Vibrio parahaemolyticus başta olmak
üzere V. cholerae ve V. vulnificus’un tespiti yönünde qPCR
analiz metodunun yüksek duyarlılıkta sonuç verdiği ve 0.5 gram altındaki midye
örneklerinde dahi etkenlerin tespit edilebildiği bildirilmiştir (Garrido-Maestu
vd., 2016). Su ürünleri ve sucul ortamlarda Vibrio
sp.’nin varlığının tespit edildiği çalışmalarda geliştirilen primer probların
spesifitesi ve duyarlılığı yüksek sonuçlar vererek hem patojenik hem de
patojenik olmayan Vibrio türlerinin
tesptinde hızlı ve başarılı sonuçlar ortaya koyduğu rapor edilmiştir (Zhang vd.,
2015).
Mycobacterium enfeksiyonlarının hayvanlarda tüberküloza neden
olması ve oldukça önemli zoonoz önem taşıması nedeniyle hızlı, güvenilir ve
spesifik etken teşhisinin önemli olduğu vurgulanmaktadır. Bu yönüyle Paris’in
Seine nehrindeki yüzey sularından yapılan örneklemelerde Mycobacterium spp.’nin varlığı konusunda qPCR primer prob tasarımı
yapılmış ve alınan su örneklerinde spesifite ve duyarlılık çalışmalarına tabi
tutulmuştur. Araştırmacıların sonuçlarına göre Mycobacterium spp. teşhisinde genus-spesifik qPCR metodunun
araştırmada kullanılan diğer metotlara göre %9-56 oranında daha yüksek başarılı
sonuç verdiği bildirilmiştir (Radomski vd., 2010). İnsanlarda hastalık
oluşturan Mycobacterium spp.’lerin
teşhisinde de qPCR genus-spesifik primer problar kullanılmış ve hem miks
kültürlerde hem de az sayıdaki doku/swap örneklerinde etken teşhisinin başarılı
bir şekilde yapıldığı belirlenmiştir (Tobler vd., 2006; Lim vd., 2008).
Sunulan projemize benzer olarak, insan ve hayvan
hastalıklarının tespitinde, göl suyu, içme suyu ve atık suyu gibi örneklerde
spesifik bakteri türlerinin yerine genus spesifik araştırmaların yapıldığı
çalışmalar yaygındır. qPCR araştırmalarına alternatif olarak mikrobiyom
çalışmaları da günümüzde ön plandadır. Ancak Mikrobiyom çalışmaları konusunda
yeni teknolojik araştırmalar yapılıyor olmasına rağmen, mikrobiyom
çalışmalarının 16S rRNA gen bölgesine dayalı yapılması ve pahalı bir yöntem olması
nedeniyle hastalık tespit çalışmalarından ziyade mikrobiyal çeşitlilik
çalışmalarında kullanılmaktadır. Dolayısıyla hastalık teşhisi veya hastalık
survey çalışmaları amacıyla qPCR analiz metodu yaygın ve doğruluğu yüksek bir
metot olarak kullanılmaktadır. qPCR çalışmalarının diğer yöntemlere göre hızlı,
ekonomik, spesifik ve duyarlı sonuçlar vermesi nedeniyle ayrıca paraziter
kaynaklı hastalıkların teşhisinde ve hayvanlarda immun genlerin
araştırılmasıyla immun kaynaklı hastalıkların teşhisinde de yaygın olarak
kullanılmaktadır (Stensvold vd., 2012). Bu yönüyle viral, paraziter ve
bakteriyel hayvan hastalıklarının teşhisinde qPCR metodunun kullanılabilirliği
ön plana çıkmaktayken akvaryum balık hastalıklarının teşhisinde genus spesifik
ya da tür spesifik primerlerin kullanımı henüz yeterli düzeyde olmamıştır.
Akvaryum balıklarında hastalık yapan bakteriyel etkenlerin tür teşhisleri
konusunda çalışmaların yetersiz olması, qPCR ile tür spesifik hastalık etkeni
çalışmalarını da sınırlamaktadır. Bu yönüyle öncelikle genus spesifik
çalışmaların yapılması ardından tür spesifik çalışmalarla da tespit edilen
bakterilerin tür dağılımlarının belirlenmesi olumlu olacaktır.