Mezhep mensubiyetinin hadis rivayetine etkisi (fıkhî hadisler bağlamında)


Tezin Türü: Yüksek Lisans

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Uludağ Üniversitesi, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2008

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: AYŞENUR SOYLU

Danışman: HÜSEYİN KAHRAMAN

Özet:

Hz. Peygamber’in vefatından sonra İslam toplumundaki sosyal değişme ve ilmî gelişme belirli fıkhî düşünceleri ortaya çıkarmıştır. Bu fıkhî düşüncelerin sistemleşmesiyle III./VIII. asrın başlarından itibaren mezheplerin teşekkülü söz konusu olmuştur. Teşekkül eden mezheplerin istikrar, çelişmezlik ve uygulama kolaylığı gibi ihtiyaçlara cevap vermesi toplum ve bireylerin bu fıkhî sistemlere mensubiyetini de beraberinde getirmiştir. İnsanlar arasında yayılan mensubiyet düşüncesi özellikle IV. asır ve sonrasında yer yer taassup derecesine ulaşmıştır. Hiç şüphesiz toplumun bir parçası olan raviler de bu gelişmenin içinde yer almışlardır. Kişisel özellikleri ve bulundukları ortam ravilerin hadisleri algılama ve nakletme sürecine tesir edebilmiştir. Bunun sonucunda hadislerde mana ile rivayet, idrac, ihtisar, takti‘, ziyade, tashif ve tahrif, kalb ve mevkufu merfu olarak nakletme gibi tasarruflar görülebilmiştir. Ravilerin mezhep bağlılıklarının derecesi de bu tasarruflara neden olabilmiştir. Mezheplerin teşekkül ettiği dönemden sonra kaleme alınmış hadis eserlerinde mezhep görüşlerini net bir şekilde ifade eden rivayetler vardır. Bu rivayetleri önceki dönemlerde yazılan eserlerdekilerle mukayese ettiğimizde mezhepleşme sürecinin rivayetlerin nakline ve içeriğine tesir edebildiğini görmekteyiz. Bu tesir ravilerin ilmi ehliyetleri ve mezhep mensubiyetinin niteliği ile doğru orantılıdır. Nitekim “beyyine-yemin”, “meclis muhayyerliği” ve “mehrin en az miktarı on dirhemdir” rivayetleri tetkik edildiğinde aynı sonuca ulaşılmaktadır.