Alabalık seminal plazmasının koç spermasının spermatolojik özellikleri ve viabilitesi üzerine etkisi


Tezin Türü: Doktora

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Bursa Uludağ Üniversitesi, SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2006

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: Meral Gökdağ

Danışman: MUSTAFA KEMAL SOYLU

Özet:

Değişik oranlarda alabalık seminal plazması içeren koç sperması TRİS ile sulandırılarak 40C’ta 72 saat süresince spermatozoon viabilitesi, motilite ve akrozom bütünlüğü yönünden incelendi. Pooling yapılan sperma TALP ile sulandırıldıktan sonra santrifüj yapılarak TALP ve koç seminal plazması ortamdan uzaklaştırıldı. Kalan sperma 4 gruba bölündü. Birinci grup sperma miktarına göre oranlanan TRİS ile diğer 3 grup ise sperma miktarına göre %20, %40, %60 oranlarda alabalık seminal sıvısı ve ardında TRİS ile sulandırıldı. Sulandırma sonrası bütün gruplar 2 saatte +4°C’ye düşürüldü. Pooling,santrifüj ve sulandırma sonrası 4°C sonrasında ve 72. saatin sonuna kadar 12 saatte bir örnekler alındı. Bu örneklerde motilite, ölü spermatozoon ve akrozom bozuklukları oranına bakıldı. Çalışma sonucunda elde edilen verilerin istatistiksel açıdan değerlendirilmeleri için Statistica programı kullanıldı. Sonuçlar ortalama ve standart hata (±SEM) değerleri olarak sunuldu ve ortalamaların güvenilirlikleri açısından t-Test uygulandı. Aynı zamanda fark analizi olan Confidence Interval Test uygulandı ve sonuçlar grafikler halinde sunuldu. Kontrol, %20, %40 ve %60 seminal sıvı ilaveli grupların arasındaki farklar için varyans analizi (ANOVA) uygulandı ve sonuçlar LSD ile test edildi. 10 tekrarlı yapılan çalışmanın sonucunda motilite değerlendirildiğinde 24. saate kadar kontrol, 24. saatten sonra %20 alabalık seminal plazmalı grup daha iyi sonuç verdi. Canlı spermatozoon oranı 24. saatten sonra %40 grubunda diğer gruplara göre daha iyi sonuçlar verdi. Akrozom yönünden %20 ve %40 alabalık seminal sıvısı içeren gruplarda diğer gruplara göre olumlu sonuçlar alındı. Alabalık seminal plazmasının farklı sulandırıcılarla ve farklı oranlar denenerek yeni çalışmaların yapılmasında ve bu çalışmaların in vivo ortamda dondurma ve fertilite denemeleriyle desteklenmesinin yararlı olabileceği düşünülmektedir.