Türk romanında erkek egemen topluma başkaldıran kadınlar (1872-1960)


Tezin Türü: Doktora

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Uludağ Üniversitesi, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2017

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: HANDE BALKIZ

Danışman: ALEV SİNAR UĞURLU

Özet:

Tanzimat Fermanının ilanından 1960 yılına kadar uzanan süreç Türk toplumu için siyasî, sosyal ve ekonomik alanda köklü değişimlerin yaşandığı bir zaman dilimini ifade etmektedir. Özellikle kadınlar için yeni kimlikleri beraberinde getiren modernleşme/Batılılaşma çalışmaları yazarlarca sanatsal boyuta aktarılmıştır. Gerçek dünyada eğitim ile bilinçlenen kadınların dile getirdikleri tepkiler roman kahramanlarının düşüncelerinde ve tavırlarında da değişimlere sebep olmuştur. Bu çalışmada 1872-1960 yılları arasında yazılan romanlardaki kadın kahramanların erkek egemen toplum düzeni ve onun değerlerine başkaldırı biçimleri incelenmiştir. Yeniden yapılandırılan toplumsal cinsiyet rolleri, romanlarda özel/mahrem ve kamusal alandaki yerini sorgulayan, eril tahakküme başkaldıran ve kendine yeni haklar talep eden kadın kahramanlar vasıtasıyla sunulmuştur. Bu nedenle çalışmada öncelikle başkaldırı ve kadın arasındaki bağlantıyı açıklayıcı kılmak için toplumsal cinsiyet, başkaldırı, feminizm ve kadın hareketleri konuları değerlendirilmiştir. İncelenen romanlardaki kadın kahramanların erkek egemenliğine gösterdikleri tepkilerin ev içi (özel/mahrem alan) ve ev dışı (kamusal alan) olmak üzere iki alanı ilgilendirdiği tespit edilmiştir. Bu tespitten hareketle kadın kahramanların başkaldırıları özel/mahrem alan ve kamusal alan ayrımında değerlendirilmiştir. Kadın kahramanların özel/mahrem alandaki başkaldırılarının daha çok eşlerine ve babalarına yönelik olduğu ve görücü usulü evlilik, çok eşlilik gibi kadını ötekileştiren, ikincilleştiren konulara odaklandıkları tespit edilmiştir. Eğitimle edinilen bilinç kadınların mahrem alandaki başkaldırılarını kamusal alana da taşımıştır. Eğitim aldıkça kendini tanımaya başlayan ve başlı başına bir birey olduğunu fark eden kadın kahramanlar çalışma hayatı, siyasî hayat ve huhukî hayattaki eril tahakküme de başkaldırmışlardır. Çalışma içerisinde cinsiyetçi yaklaşım olmaması adına kadın ve erkek yazarlar arasında bir ayrım yapılmamıştır ancak yazarların kadın başkaldırısına dair aldıkları tavır farkları belirtilmiştir. Erkek yazarların konuya, hâkim kültürel kodlar aracılığıyla baktıkları ve genellikle erkek egemen geleneksel yapıyla uzlaştıkları tespit edilmiştir. Kadın yazarların ise konuyu çok katmanlı ele aldıkları ve geleneksel ahlâkı kadın lehine sorguladıkları görülmüştür. Çalışmanın sonunda kadın veya erkek yazarların konuya benzer duyarlılıkla yaklaştıkları, gerçek dünyadaki kadın hareketlerinden etkilendikleri ve kadın kahramanlarına erkek egemen topluma başkaldırma fırsatı verdikleri tespit edilmiştir.