Rus dış politikasında gelenekçi-modernist unsurların analizi ve Batı


Tezin Türü: Doktora

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Bursa Uludağ Üniversitesi, SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2008

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: Sezgin Kaya

Danışman: ÖMER GÖKSEL İŞYAR

Özet:

Uluslararası İlişkiler disiplininin hâkim konumda bulunan pozitivist/rasyonalist çizgideki teorilerinin Rusya’nın Batı dünyası ile ilişkilerini analiz etme bakımından sınırlı bir açıklama kapasitesine sahip oldukları söylenebilir. Maddi unsurları bütünüyle dışlamayan; ancak kimlik, kültür, söylem gibi uluslararası ilişkilerin normatif yönlerini ön plana çıkaran bir yaklaşım olarak konstrüktivizm, uzun ve karmaşık bir geçmişi olan Rusya-Batı ilişkilerinin analizi bakımından uygun bir kuramsal çerçeve sunmaktadır. Rusya’nın modern dönemde Batı dünyası ile kurmuş olduğu ilişkilerin ele alındığı bu çalışmada görülmüştür ki, Rus dış politikasının en ayırt edici yanı sahip olduğu emperyal vizyon ve özel misyon duygusudur. Çarlık Rusya’nın Mesihçi ve pan-Slavist politikaları, Sovyet Rusya’nın enternasyonalist ve anti-kapitalist söylemi, Rusya Federasyonu’nun BDT ve ‘yakın çevre’ politikaları özünde hep bu vizyon ve misyon duygusunun bir parçasıdır. Dolayısıyla bu dış politik anlayış, tarihsel süreç içerisinde Rusya’nın sürekli bir biçimde Batı ile karşı karşıya gelmesini yol açmıştır. Ancak kabul etmek gerekir ki, Rusya-Batı karşıtlığını salt bu gerekçeler ile açıklamak doğru değildir. Rusya’nın Batı dünyası ile olan ilişkilerinde, bu ülkenin kendi kimlik tanımlamasından kaynaklanan sorunlar daha belirleyici olmaktadır. Modernleşme süreci ve bu sürece verilen gelenekçi tepkiler ise Rus kimliğinin oluşum sürecinin en önemli yönünü oluşturmaktadır. Bu çekişmeden doğan ve özü itibarıyla ülkenin kimliği, kültürü ve Batı karşısındaki konumu gibi meselelere odaklanmış olan çeşitli politik söylemlerin tarihsel süreç içerisinde Rus dış politikasını da etkilediği bilinmektedir. Çağdaş Rus düşüncesinin gelişiminde de önemli bir yeri bulunan bu söylemlerin varlıklarını günümüze değin sürdürdükleri görülmektedir. Dolayısıyla, günümüz Rusya’sının hem dış politikasını hem de Batı dünyası ile ilişkilerini anlama bakımından ilgili söylemlerin özellikle kimlik ve kültür meselesine nasıl yaklaştıklarının doğru anlaşılması gerekmektedir.