Nijerya’da Hausa toplumunun İslâm’a girişi ve yapılanması


Tezin Türü: Yüksek Lisans

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Bursa Uludağ Üniversitesi, SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2019

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: İbrahim Khalil Muazu

Danışman: MEFAİL HIZLI

Özet:

Hausa kabilesi, Batı Afrika kabilelerinin arasındaki en eski kabilelerden biri olup, zengin kültüre sahiptir. Aynı zamanda Hausa dili Batı Afrika’da en çok konuşulan dillerden biri sayılır. Hausa kabilesinin inancına yönelik “Geleneksel Hausa” ve “İslâm dini” olarak ikiye ayırarak ele alabiliriz. Geleneksel Hausa kabilesinin inancı. Hausa kabilesinin İslâm’ı kabul etmeden önce Hinduizm, Budizm ve Hıristiyanlık gibi dinlere bağlı kalmıştır. Geleneksel Hausa dinlerine baktığımız zaman Hausa kabileleri arasında “Maguzanci” adlı inancı rastlıyoruz. Maguzanci dinsizlik, geleneksel inanca bağlı kalmak demektir. Başka bir ifadeyle “Maguzanci gayri Müslim olarak doğup ve büyümüş olan Hausa kabilelerindeki her kimsedir. “Bamaguce” tekil ve “Maguzawa” çoğul olarak ifade eden isimlerdir. Hausa kabilesinin arasında kabul edilen en büyük Tanrı Tsunburbura’dır. Geleneksel Hausa inanç sisteminde tanrı bir sığınak olup, insanlara yol gösteren, cezalandıran ve v ödüllendiren tek bir yücedir. En büyük rahip ve kral (Barbuşi), insanların hem maddî hem manevî ihtiyaçları tanrıya ileten bir önderdir. Böylece geleneksel Hausa inaç sistemi, bütün Hausa kabilelerini davranışları ve yaşam tarzlarını ciddi şekilde etkilemiştir. Modern Hausa kabilesi geleneksel inançlarını bırakarak İslâm’ı kabul etmişlerdir. Bu çalışmada Hausa bölgesinin İslâm diniyle tanışması ve İslâm’ın bu bölgede yayılışından bahsedilecektir. İslâmi’n yayılışı 14. yüzyıldan bu yana Hausa bölgesinde devam etmektedir. Bu davanın başlatıldığı ilk nokta Hausa toprağını ziyaret eden Müslüman tüccarların ve İslâm’ı tanıtan âlimlerin faaliyetleri ile vurgulanmıştır. Ayrıca Müslüman tüccarların ve Mali’den İslâm’ı yaymak için gelen gezgin âlimlerin akını da gözden kaçırmamak gerekir. Zira bunlar daha sonra bu bölgeye gelen Müslüman misyonerlerin ve tüccarların İslâm’ı yayma faaliyetlerine kolaylık sağlamışlardır.