Kitabu'l-Akdes'e Göre Bahâilik ve Kitabu'l-Akdes'in Bahâi literatüründeki yeri


Tezin Türü: Yüksek Lisans

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Bursa Uludağ Üniversitesi, İLAHİYAT FAKÜLTESİ, TEMEL İSLAM BİLİMLERİ, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2019

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: MUHAMMET ALİ DİLMAÇ

Danışman: Mehmet Çelenk

Özet:

Bahâilik, kurucusu Bahâullah Mirza Hüseyin Ali El-Mazenderani En-Nûrî'ye (ö. 1309/1892) nispetle, 19. Yy. İran coğrafyasında, Şiî İmâmiyye Mezhebi'ne mensup, Şeyhiyye Tarikatının ikinci lideri Kâzım Er-Reşti'ye (ö. 1259/1843) kadar uzanan, "siyasi-karizmatik liderci" din söylemi üzerine ortaya çıkmış, aşırı fikirlere sahip bir mehdi hareketidir. Temelde Bâb ve Bahâullah'ın zuhuruyla, Hz. Muhammed (s.a.v.)'den sonra peygamberliğin, Beyân ve Akdes kitaplarının kaleme alınmasıyla, Kur'an-ı Kerim'den sonra vahiy sürecinin devam ettiğini iddia eden Bahâiler, yaklaşık bir buçuk asırlık zaman dilimi içerisinde, İslam inanç geleneğinden büyük oranda farklılaşmışlardır. Bugün gelinen noktada, Allah ile peygamberler arasında cereyan eden vahiy kapısının hiç bir dönem kapanmaması gerektiğini savunan Bahâiler, imamların yanılmaz bilgisine sahip Kâmil Şiî'nin varlığını vacip gören Şeyhilik'ten de ayrışarak, esasen doğrudan vahyin bilgisine erişen ve Peygamberlerin sıfatlarını taşıyan "Tanrı Mazharı" kişilerin, her çağda var olması gerektiği inancını geliştirmişlerdir. Böylelikle Bahâilerin kabul ettiği iki ayrı tanrı mazharı (mezâhir-i ilâhiyye) Bâb ve Bahâullah ile iki ayrı kutsal kitap Beyân ve Kitabu'l-Akdes ile şekillenen Bahâilik inancı, İslam'ın şer'i iki ana kaynağı Kur'an ve Sünnet'in, Bâb ve Bahâullah'ın zuhuruyla nesh edildiğini iddia etmektedirler. vi Bugün, Kitabu'l-Akdes'e verilen değer ile inancın, İslam'dan ayrı ilahi dinler arasındaki konumunu, yeniden tayin etmek isteyen Bahâiler, günah işlemeyen, yanılmayan (el-ismetu'l-kübrâ) ve bu iki konuda hiçbir ortağı bulunmayan Bahâullah Mirza Hüseyin'in, bir "Peygamber" olduğu iddiası üzerinde durmaktadır. Ayrıca tüm dünya milletleri tarafından Bahâiliğin, ayrı bir din olarak kabul edilmesi gerektiğine inanmaktadırlar.