Putin dönemi Rus dış politikasında bir müdahalecilik örneği olarak Kırım'ın ilhakı


Tezin Türü: Doktora

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Bursa Uludağ Üniversitesi, SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2020

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: Yusuf Yıdırım

Danışman: ÖMER GÖKSEL İŞYAR

Özet:

Tarih boyunca önemli bir coğrafyada bulunan ve önemli bir güç olan Rusya, devlet geleneğinde bulunan yayılmacı politikasıyla başka devletlere çoğu kez müdahalelerde bulunmuştur. Sovyetler Birliği'nin halefi olarak ortaya çıkan Rusya Federasyonu da Vladimir Putin ile beraber büyük güç statüsüne sıklıkla vurgu yapmış, dış ve güvenlik politikalarında çok kutupluluğu vurgulayan pragmatik politikalar izlemiştir. Rus ulusal çıkarların korunması bağlamında yakın çevreye özel bir önem veren Rusya, uluslararası arenada saygın bir aktör olarak görülme ve etkin politikalar izlemesinin yolunun yakın çevre üzerinde nüfuz kurmaktan geçtiğini düşünmüştür. Bu bağlamda Rusya için yakın çevrede öne çıkan aktör Ukrayna olmuştur. Ukrayna jeopolitik konumunun yanı sıra, boru hatları transit geçiş noktası konumunda olması ve Rusya'nın askeri üssünün bulunduğu Kırım'daki Sivastopol askeri üssüne ev sahipliği yapmasıyla önemli bir devlet konumundadır. Ukrayna bu söz konusu konumu dolayısıyla sadece Rusya için değil ABD ve AB için de dikkate alınması gereken bir aktör olmuştur. Bir yanda Batı diğer yanda Rusya gibi iki aktör arasında kalan Ukrayna çok yönlü politikalar izlemeye özen göstermiştir. Batı'nın bu ülkeyi, NATO'ya üye yapma ve AB'ye entegre etme kararlılığı, Rusya'nın Avrasya Ekonomik Birliği'ne çekme çabaları ile çatışınca Rusya Kırım'a müdahale bulunmuş ve bu bölgeyi ilhak etmiştir. Bu çalışmada da Rusya'nın Kırım'a müdahalesi saldırgan realizm yaklaşımı perspektifinde incelenmiş ve Rusya'yı Kırım'a müdahaleye iten saikler değerlendirilmiştir. Çalışmada Rusya'nın Kırım'a müdahale etmesinde Ukrayna ile olan tarihsel, kültürel ve duygusal motivasyonların yanında Kırım'ın Rus jeopolitiğinde arz ettiği konumun da çok önemli olduğu sonucuna varılmıştır. Bununla beraber Rusya'yı müdahaleye iten esas saikin, konjonktürel gelişmeler neticesinde önüne çıkan fırsatlar olduğu görülmüş ve Rusya taktiksel bir eylemle bu fırsatları avantaja çevirmiştir.