Modernleşme sürecinde geleneksel dini gruplar: İskenderpaşa cemaati örneği


Tezin Türü: Doktora

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Bursa Uludağ Üniversitesi, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2018

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: SELİM SÖZER

Danışman: Vejdi Bilgin

Özet:

Modernlik veya modernitenin Batı'nın geçirdiği bir takım zihni süreçler sonrası oluştuğu ve bu süreçler sonucunda var olan yenidünyanın tüm yaşamları altüst ettiği bilinmektedir. Modernliğin orjininin Aydınlanma olduğu ve modernliğin de kendi içe-risinde geçirdiği değişimler sonucu farklı modernliklerin oluştuğu ifade edilmektedir. Türkiye de diğer ülkeler gibi modernitenin doğuşundan sonra oluşan gelişme-lerden etkilenerek bir modernleşme süreci yaşamıştır. Bu modernleşmenin tarzı zaman içerisinde farklılıklar arz etse de Türkiye modernleşirken toplum, kurumlar ve bireyler bu modernlik düşüncesinden şöyle veya böyle etkilenmişlerdir. Tarikat veya cemaat denen dini grupların ve bu gruplar içerisinde bulunanların modernleşme süreçlerine katıldıkları aşikardır. Bu dini gruplar içerisinde Nakşibendiliğe ayrı bir parantez açılmalıdır. Türki-ye'nin en yaygın ve etkin tarikatı olan Nakşibendilik bünyesinde faaliyet gösteren İs-kenderpaşa cemaati de modernleşmeden elbette nasibini almıştır. Modernliğin Türki-ye'ye sirayet etmeye başladığı Tanzimat süreçlerinde ve daha sonraki devirlerde M. Zahid Kotku'nun Fatih İskenderpaşa Camii'ne atanıp ardından İskenderpaşa Cemaati ismini almasından sonraki döneme gelinceye tarikat bünyesinde herhangi bir modern-leşme emarelerine rastlanmamaktadır. Kotku döneminde de modernleşmeden söz ede-meyiz. Kotku'dan sonra gelen ardılı Esad Coşan dönemi geleneksel ile modern olanın harmanlandığı bir duruma tekabül etmektedir. Ardından gelen oğlu Nureddin Coşan dönemi ise Türkiye'nin yaşadığı sürece paralel olarak, modern ve post modern unsurla-rın hâkim olduğu, geleneksel ilişki, örüntü, anlayış ve ritüellerin terk edildiği bir aşa-ma olarak görülebilir. Bir geri dönüşün yaşanmayacağını söyleyebiliriz. Fakat yeni dönemde tarikatın, insanların ruhî ihtiyaçlarının tatmini ve iyi insan yetiştirme görevlerini ifa edebileceği kendisine ait yeni bir form ve zihniyet oluşturup oluşturamayacağının belirsiz olduğu-nu da ifade edebiliriz.