Apollonia ad rhyndacum nekropolü kerpiç mezarları


Tezin Türü: Yüksek Lisans

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Bursa Uludağ Üniversitesi, SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2019

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: Osman Ercan

Danışman: MUSTAFA ŞAHİN

Özet:

Tez çalışmasında, Apollonia ad Rhyndacum antik kentinin nekropol alanında yürütülen kurtarma kazılarıyla açığa çıkarılan mezarlar içerisinden, yapı malzemesi olarak kerpiç kullanılan 16 örnek konu alınmıştır. Gün ışığına çıkarılan kerpiç mezarların Batı Anadolu ve Marmara Bölgesi’nde bilinmemesi oldukça dikkat çekicidir. Ayrıca bu tür mezarlara ilişkin yapım teknikleri, tipoloji ve köken araştırmasını konu alan bir çalışmanın yapılmaması bizi bu alana yöneltmiştir. Öncelikle mezarların kazı raporları ve yerinde incelenmesiyle teknik analizleri yapılmış, sonrasında gerekli olan harita, çizim ve görsel içeriği oluşturulmuştur. Kütüphane ve online veri tabanlarında, karşılaştığımız farklı mezar formlarına ve üst örtü biçimlerine yönelik literatür taraması yapılmıştır. Araştırma sonucu elde edilen veriler doğrultusunda, benzer örnekler ile birlikte değerlendirilmesiyle mezar tipolojisi belirlenmiştir. Ayrıca köken araştırması yapılarak yayılım alanlarının saptanması sağlanmış, mezarlardaki kerpiç kullanım alanları, hammadde temini, yapısal özellikleri ve yapım teknikleri belirlenmiştir. Son olarak ayrı ayrı ele aldığımız mezar formları ve üst örtü biçimleri incelenerek, tespit edilen yeni mezar tiplerine yönelik isimlendirme önerisinde bulunulmuştur. Mezar yapılarını ve üst örtülerini ayrı ayrı değerlendirdiğimizde, mezarlar üzerinde etkili olan belirgin formlar, “Kerpiç Sanduka, Kerpiç Çatkı/ Kiremit Çatma, Cappuccina” mezar olarak belirlenmiştir. “Kerpiç Sanduka” mezarların çıkış noktası Güney Doğu Anadolu olmak üzere Karkamış, Korucutepe, Hanaytepe, Girnevaz, Alişar, Tepecik ve Oylum Höyük’te açığa çıkarılan örneklerle birlikte Geç Kalkolitik Dönem ve sonrasında Anadolu coğrafyasına yayıldığı bilinmektedir. Sonraki süreçte Erken Tunç Çağı’ndan başayarak Kuzey Suriye’de yer alan Tel Ahmar, Hamam et-Turkman, Orta ve Geç Tunç Çağı’nda ise Mısır’da bulunan Tell el-Retaba ve Tell el-Dab’a gibi yerleşmelerde görülmektedir. Mezarlar üzerinde etkili olan diğer belirgin formun kökeni İtalya olarak saptanmıştır. “Cappuccina” olarak adlandırılan mezarların en yaygın dönemi Roma İmparatorluk Dönemi olsa da Avrupa'daki erken örnekleri MÖ 6.-7. yüzyıla kadar gitmektedir. Basit toprak mezar niteliği taşımaları, özellikle bu tür mezarların fakir sosyal sınıflar tarafından kullanıldığına işaret etmektedir. Roma İmparatorluk Dönemi’nde giderek yaygınlaşan Cappuccina mezarların, İtalya üzerinden Anadolu coğrafyası dâhil olmak üzere birçok Roma eyaletine yayıldığı ve bölge halkları tarafından özümsenerek kullanıldığı anlaşılmaktadır. Anadolu’da Klasik Dönem sonrası giderek yaygınlaşan mezar formu genellikle kullanılan malzemeye göre “Kiremit Çatma, Kiremit Çatkı, Plaka Çatkı, Kerpiç Çatkı” olarak bilinmektedir. Açığa çıkardığımız birçok örneğin “Kompozit Mezar” kimliği taşıması farklı ölü gömme geleneklerine ait mezar tiplerinin, taşındığı bölgedeki diğer yaygın mezar formlarıyla birlikte yorumlanarak yeni ve farklı bir anlayışla uygulanabildiğini açıkça göstermektedir. Ayrıca çıkış noktasını ve yayılım alanlarını henüz tespit edemediğimiz bir başka üst örtü biçimi tespit edilmiştir. Bu anlayışa göre sanduka içerisindeki kremasyon bölümü beşik çatı biçiminde değil, doğrudan karşı uzun kenar üzerine uzatılan kerpiç plakalarla mertek çatı biçiminde kapatılmaktadır. Bu sayede mezar zemini ile üst örtüsü arasında üçgen şeklinde bir alan oluşturulmuştur. Form ve kullanılan malzeme göz önünde bulundurularak üst örtü tipi “kerpiç plakalı mertek” mezar olarak isimlendirilmiştir. Sonuç olarak Apollonia Nekropolü’nde kerpiç endüstrisine dayalı altı farklı tipte mezar tespit edilmiş; yapım teknikleri, formları ve üst örtü biçimlerine göre isimlendirme önerileri belirlenmiştir. Mezarlarda isimlendirme, önce tip, sonra üzerinin kapatılma şekli göz önünde bulundurularak yapılmıştır. Açığa çıkarılan mezarlar içerisinde, yalnızca kerpiç malzeme kullanılarak hazırlanan mezarlarda birincil kremasyon uygulanmış ve kronolojik olarak ele alındığında genellikle MÖ 1.-MS 1. yüzyıl aralığında gömü yapıldığı anlaşılmıştır. Basit toprak mezarlarda üst örtü kerpiç malzeme ile beşik çatı biçiminde oluşturulmaktadır. Sanduka mezarlarda ise beşik çatı, mertek çatı, taş kapak veya iki formun birlikte kullanıldığı örnekler karşımıza çıkmaktadır. Yapı malzemesi olarak kerpiç kullanılan örnekleri incelediğimizde kullanım alanlarına ve işlevlerine göre yapım tekniklerinin ve uygulama biçimlerinin değiştiği gözlenmiştir. Mezar yapılarında, üst örtü sistemlerinde ve çevre düzenlemesinde kullanılan kil harç ve kerpiç malzemenin temin ve biçimlendirme yöntemlerinin tespit edilmesine yönelik çalışma yapılmıştır. Bölgede yaptığımız tarama sonucu biri nekropol sınırları içerisinde, diğeri ise Uluabat gölünün kuzeydoğu kıyısında olmak üzere yoğun miktarda rezerve sahip iki kil yatağı saptanmıştır. Kerpiç endüstrisi incelendiğinde kullanılması muhtemel 4 teknik tespit edilmiştir. Kerpiç yapım yöntemleri başlığı altında değerlendirilen yöntemler, pisse tekniği, dövme tekniği, yığma tekniği ve blok tekniği olarak belirlenmiştir. Hazırlanım aşamalarında ise genellikle katkı maddesi olarak kil, su, saman, kum, çakıl, ot, dal gibi malzemeler kullanılmıştır. Son olarak açığa çıkardığımız mezarlar üzerinden, nekropol alanı kerpiç kullanımı bölümünde kerpiç malzemenin uygulama alanları tespit edilmiştir.