Kur'ân'da "Takvâ" Kavramı


Tezin Türü: Yüksek Lisans

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Bursa Uludağ Üniversitesi, SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ, Temel İslam Bilimleri, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2006

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: HATİCE ŞAHİN

Danışman: Mustafa Bilgin

Özet:

Sözlükte sakınmak , korunmak anlamlarına gelen takvâ kavramı cahiliye arap şiirlerindeki anlamıyla daha çok maddî tehlikelerden sakınmayı ifade eder. Bu sakınma canlının kendisi ile düşmanı arasına bir engel, kalkan koyması suretiyle gerçekleşir. Terim olarak ise takvâ, Allah’ın hududuna riayet etmek, emirlerine eksiksiz itaat edip haramlarından kesinlikle sakınmaktır. Takvâ islami bilimlerde özellikle de tasavvufta özel bir anlama sahiptir. Nefis tezkiyesinin tasavvuftaki karşılığı olan seyr-u sulükün mertebelerinin her birinin takvâ sahibinin muttasıf olduğu özellikler olması takvâyı tasavvuf ile özdeşleştirmiştir. Ve mutasavvıfların özel terminolojisinde takvâ sâfî dindarlık anlamını kazanmıştır. Her kavram gibi takvâ kavramı da iki temel yöne sahiptir. Bunlardan ilkinde insandan Allah’a doğru düşünüldüğünde korunmak, sakınmak anlamı ifade eden takvâ kavramı ikincisinde Allah’tan insana doğru düşünüldüğünde koruma, himaye altına alma anlamı içerir. İslamdan önceki kullanımlarıyla daha çok maddî içerikli bir anlama sahip olan “v.k.y.” ve bütün türevleri Kur’ân vokabilorisinde anlam genişliğine uğramıştır. Kur’ân-ı Kerîm takvânın maddî anlamını korumakla birlikte ona manevî bir renk katmış ve kavramı daha çok manevî alana çekmiştir. Böylece “v.k.y.” kökü ve iştikakları cehennem ya da benzeri somut nesnelerden sakınma anlamını içeriyorsa maddî; Allah, melekler gibi somut varlıklardan korunmayı içeriyorsa manevî anlama sahip olmuş olur. Dolayısıyla Kur’ân’da takvânın anlamının maddî ya da manevî içerikli olması nesnesinin ne olduğu ile yakından ilişkilidir. Müfessirlerin özellikle vurguladığı anlamıyla Kur’ân’da takvâ: “İnsânın kendisini Allah’ın vikâyesine koyarak, âhirette zarar ve eleme neden olacak her şeyden titizlikle sakınması, yani günahlardan geri durup hayır olan işlere sarılmasıdır.” Kur’ân’da ilk olarak şirkten sakınmak ve ardından iman etmekle başlayan takvâ mertebeleri, büyük günahlardan kaçınmak ile devam etmekte ve nihayet küçük günahlarda da ısrar etmekten kendini alıkoymak ve böylelikle müttakî vasfını elde etmek sûretiyle dünya ve âhirette mutluluğa erişmekle son bulmaktadır.