Sosyalist dönemde Bulgaristan'da Türk kimliği


Tezin Türü: Yüksek Lisans

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Bursa Uludağ Üniversitesi, SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2011

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: Nergis İmamoğlu

Danışman: SEZAİ SEVİM

Özet:

Bulgaristan Türklerinin sosyalist deneyimden elde ettiği kültürel mirası konu alan bu çalışmanın amacı, bir kimlik değişim modelinin kendine özgü yönlerini açığa çıkarmaktır. Bulgaristan'da komünist iktidar, 1944- 1989 yılları arasında, modern dünyaya hiç de yabancı olmayan toplum mühendisliği projesiyle bir kültür devrimi yaratmaya çalışırken, aynı zamanda Türk azınlık da kendi modernleşme serüveni içine girmiştir. Dolayısıyla, Bulgaristan Halk Cumhuriyeti'nde Türk kimliğine sahip olmanın tüm çelişki ve çıkmazlarıyla birlikte, sosyalist düzenin gündelik hayata yansıyan farklı görünümlerini ortaya koymak da bir o kadar önemlidir.Osmanlı döneminden itibaren devam eden genel sürecin bir parçası olarak düşünülen 45 yıllık komünist rejim, burada tarihsel- antropolojik bir bakış açısıyla, kültürel aidiyet bağlamında tahlil edilmeye çalışılmıştır. Arşiv belgesi, resmi gazete ve edebi eserler gibi dönemin ideolojik söylemini yansıtan kaynaklar, tanıkların sözlü ifadeleriyle karşılaştırılarak, Bulgaristan'daki Türk kimliği geniş bir açıdan değerlendirilmiştir. Böylece sosyalist gelişme modelinin, hem algılanıp yaşanan hem de propaganda edilen yönlerine ışık tutma imkânı doğmuştur.Çalışmanın genel kurgusu, siyasî, toplumsal ve kültürel alanların her birini ayrı birer olgular ve semboller dünyası olarak ele alma fikriyle şekillenmiştir. İlk bölümde, Balkan kimliğinden hareketle, 1944'e kadar devam eden kültürel süreçlere göz atılmış; ardından, komünist rejimin ideolojik, kurumsal ve sembolik yapısı, sosyalist toplumun özellikleri ve kimlik üretim politikaları üzerinde durulmuştur. Konunun düğüm noktasını oluşturan son bölüm, sosyalist modernleşmenin bir azınlık gözüyle ifade ettiği anlamların tahliline ayrılmıştır. Ulaşılan sonuçlar, sosyalist toplumda Türk kimliğinin, geleneksel ile modern, hâkim kültür ile azınlık kültürü, resmi ideoloji ile tarihi miras arasında kendine özgü, dinamik bir değişim sürecine girdiğini ortaya koymaktadır.