İhvân-ı Safâ'nın ahlâk anlayışı


Tezin Türü: Yüksek Lisans

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Uludağ Üniversitesi, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2008

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: BETİM TRUÇİ

Danışman: ENVER UYSAL

Özet:

İhvân-ı Safâ, onuncu yüzyılda yaşamış, dinî, felsefî ve ahlâkî yönleri ağır basan bir bilgin ve filozoflar grubunun adıdır. Düşüncelerinde özellikle Yeni Platonculuk ve Yeni Pythagorasçılık etkili olmuştur. Bundan dolayı düşünceleri eklektik bir yapıya sahiptir. Bu grup, ansiklopedik nitelikte yazdıkları elliiki risâle bırakmışlardır. ErRisâletü’l-Câmia ise bu risâlelerin özeti durumundadır. İhvan’ın düşüncelerini bu risâlelerden öğreniyoruz. İhvan’ın felsefesinin insan merkezli olduğunu söylemek mümkündür. İnsanın “küçük alem” olduğu düşüncesi, risâlelerde geniş olarak işlenir. “Kendini bilme” İhvan’da ahlâkî bilginin temelini oluşturur. Sonra da bu bilgi mistik, ve metafizik bilgiye kapı aralar. Kendini bilen insan, arzu ve yeteneklerinin farkında demektir; arzularını kontrol altına alması ve yeteneklerini doğru kullanması kolaylaşır. Bunu başardığı takdirde ise o, “Allah’ın halifesi” olmaya adaydır. Bu, hem ahlâkî, hem dinî, hem de mistik açıdan insan için üstün bir derecedir. İhvan, ahlâkın yaratılıştan getirdiğimiz bir boyutu olduğunu kabul etmekle beraber, onun eğitim-öğretim ve tecrübe ile değişebileceği ve güzelleştirilebileği kanaatindedir. Fıtrî ve kazanılmış ahlâk ayrımı bunu ifade eder. Ahlâk ile din, felsefe ve tasavvuf arasında yakın bir ilişki gören İhvan, mutlu insanı; bir bakıma “bu üç alanda da yetkinleşmiş kişi” olarak tanımlar. Zaten onlara göre hayır da “mutluluk”tan başka bir şey değildir.